17. Hukuk Dairesi 2016/8102 E. , 2019/2792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 16.10.2010 tarihinde davacının idaresindeki araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığını ve bu kaza nedeniyle 139 gün işinden gücünden kaldığını, ayağındaki kemiğin çapraz kaynaması nedeni ile yeniden ameliyat olacağını beyanla çalışamaması nedeniyle oluşan maddi kayıplar ve masraflar için 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Nak. Gıda Paz. Tic. Ltd. Şti. vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 908,24 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 16.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Maddi tazminatın (zararın) hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır.
Mahkemece alınan hesap raporunda; geçici işgöremezlik zararının belirlenmesinde net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış ve mahkemece hükme esas alınmıştır. Davacı vekili, rapora itiraz ederek davacının kazadan önceki SGK dökümleri ibraz edilerek gelirin Eylül ayı geliri üzerinden belirlenmesini talep etmiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Bu durumda mahkemece; kaza tarihinden geriye doğru davacının SGK kayıtları getirtilerek gelirin net bir biçimde belirlendikten sonra geçici işgöremezlik zararı belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile net asgari ücret üzerinden gelir belirleyen hesap raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı taraf dava dilekçesinde; belgesiz tedavi gideri ve yol gideri talebinde bulunmuş, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda; davacının yol giderinin hesaplanmasında davacının hastaneye gitmediği günler dışlanarak ve ibraz edilen araç kiralama sözleşmesinde bedel belirtilmediğinden değerlendirilmeye esas alınmadığı ve belgesiz tedavi gideri hakkında delil bulunmadığı belirtilerek 164,00 TL yol gideri ve 125,00 TL tedavi gideri hesaplanmıştır. Bu durumda; mahkemece konusunda uzman ... bilirkişisinden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı ve ulaşım gideri konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre, belgesiz tedavi giderlerinden davalının sorumlu olduğu da gözetilmek suretiyle davacının belgesiz tedavi ve ulaşım gideri istemi hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK"nun 47. maddesindeki (6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.