16. Ceza Dairesi 2020/6800 E. , 2020/6502 K.
"İçtihat Metni"İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtiraz Yazısının Tarihi- Sayısı : 22.10.2020- 16-2019/65996
İtiraz Edilen Daire Kararı :Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30.06.2020 tarihli 2019/11922 - 2020/3284 ve sayılı kararı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.02.2019tarih ve 2017/180 - 2019/33 sayılı kararını inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi 16.04.2019 tarih ve 2019/628 - 2019/278 sayılı kararı
İtiraz Edilen Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 309/1, 39/1-2, 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine
Suç: Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin sanık ... hakkında Anayasal düzeni ihlale yardım suçundan kurulan onama yönündeki hükme yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında atılı Anayasayı ihlal suçundan TCK"nın 37. maddesi delaletiyle hüküm kurulması gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası gereğince yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde,
"Sanık ..."un tanık beyanları kapsamında 1982 yılından itibaren FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde bulunduğu, örgütün üst düzey yöneticileri ile irtibat halinde olduğu, başka kişileri de örgüte kazandırmak için çalıştığı, örgütün genel uygulaması olan gizliliğe riayet ettiği, bizzat örgüt liderinin sohbetlerine iştirak ettiği, 1982-1986 yıllarında eğitim gördüğü Hava Harp okulunda 5. Bölüğün örgüt sorumlusu olarak görev yaptığı, Cüneyt kod adlı ... isimli kişi ile örgütün üst düzey konumlarında bulunan ... ve ..."ın örgüt içerisinde mahrem imam olarak örgüt içi hiyerarşide irtibatlarının olduğu ve sanığın 2015 yılında da örgütle bağını devam ettirdiği hususları gözönünde bulundurulduğunda sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu, örgüt üyesi olan sanığın 15.07.2016 tarihinde de görüntü kayıtlarından da anlaşılacağı üzere darbeci askerlerle ve onlarla birlikte hareket eden sivil darbeci şahıslarla birlikte hareket ettiği, kelepçeli bir halde tutulan üst düzey askeri personel olan şahıslara "" bu hareket zulme haksızlığa karşı yapılan bir harekettir, var mısın yok musun"" diyerek olay yerinde bulunan kişileri Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik eylemlere katılmaya davet ettiği, çevresinde bulunan kişileri yapılan eylemlerin meşru ve gerekli olduğuna ikna etmeye çalıştığı, bu hususta faaliyet gösteren ..."a yardım ettiği, davet ettiği kişilerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde General statüsünde bulundukları gözetildiğinde sanığın olay anında halihazırda devam eden Anayasayı ihlal eylemlerine etkin ve fonksiyonel anlamda katkı sağlamaya çalıştığı, sanığın Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan Sıkıyönetim Direktifi ekinde bulunan atama listesinde ise ... Müsteşarı Teknoloji ve Koordinasyon Yardımcısı görevi devam etmek üzere Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı olarak atanmasının yapılmış olduğu, ekonomi ile ilgili hiçbir eğitim ve deneyimi olmayan sanığın Ekonomi Bakanlığı Müsteşarlığı gibi çok önemli bir göreve getirilmesi göz önüne alındığında örgütteki statüsünün üst düzeyde olduğunu gösterdiği, bu kapsamda sanığın eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık hakkında silahlı terör örgütü üyesi olmak, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nın 309/1 maddesinde düzenlenmiş olan Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçunu oluşturduğu, darbe girişimi kastıyla kelepçeli bir halde tutulan üst düzey askeri personel olan şahıslara "" bu hareket zulme haksızlığa karşı yapılan bir harekettir, var mısın yok musun"" diyerek olay yerinde bulunan kişileri Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik eylemlere katılmaya davet ettiği sabit olan örgüt üyesi sanığın eyleminin bu aşamada kaldığı ve devamında doğrudan cebir ve şiddet uygulamaya ya da bir mevkiyi ele geçirmeye yönelik ve yahut da "suçun birlikte işlenmesi" şeklinde nitelendirilebilecek sair bir eylemde bulunmadığı gözetildiğinde bu aşamaya kadarki eylemlerinin TCK"nın 39/1-2 maddesi uyarıca "fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak" ve "suçun icrasını kolaylaştırmak" olarak nitelendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.’’ ifadelerine yer verilmekle;
Dairemizce incelenen olayla ilgili olarak ise anılan kararımızda;
""Hüküm tarihi itibariyle örgütsel bağı eski yıllara dayanan, örgütün üst düzey
yöneticileri ile irtibat halinde olan, örgütsel bağını 2015 yılında da devam ettirdiği kabul edilen sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu, örgüt üyesi olan sanığın 15.07.2016 tarihinde de kendisiyle birlikte derdest edilen üst düzey askeri personellere kendisine hareket serbestisi tanındığı aşamada "bu hareket zulme haksızlığa karşı yapılan bir harekettir, var mısın yok musun" diyerek olay yerinde bulunan kişileri Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik eylemlere katılmaya davet ettiği, çevresinde bulunan kişileri yapılan eylemlerin meşru ve gerekli olduğuna ikna etmeye çalıştığı, davet ettiği kişilerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde General statüsünde bulundukları gözetildiğinde sanığın olay anında halihazırda devam eden Anayasayı ihlal eylemlerine etkin ve fonksiyonel anlamda katkı sağlamaya çalıştığı, sanığın Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan Sıkıyönetim Direktifi ekinde bulunan atama listesinde ise ... Müsteşarı Teknoloji ve Koordinasyon Yardımcısı görevi devam etmek üzere Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı olarak atanmasının yapılmış olduğu, sanığın da bu görevi kabullendiği anlaşılmakla;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisine dahil olup darbenin gerçekleştiği gece cebir teşkil eden hareketlere katılmayan ancak darbeyi meşru gösterip birlikte bulunduğu generallere darbeye katılma hususunda teşvikte bulunan sanığın eyleminin neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımaması, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmesi nedeniyle ika edildiğinin kanıtlanamaması nedeniyle müsnet suç yönünden TCK’nın 37. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulamayacağı ancak, suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan hareketlerin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olup, 5237 sayılı TCK"nın 309/1 ve 39/1-2 maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğu anlaşıldığından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin kararında bir isabetsizlik görülmemekle, tebliğnamede sanığın müsnet suç kapsamında doğrudan fail olarak cezalandırılması talepli bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir." denilmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçelerine göre dairemiz kararının yerinde bulunduğu anlaşılmakla vaki İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.