16. Hukuk Dairesi 2018/3960 E. , 2019/6526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle " Mahkemece mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi, tanık beyanları ve teknik bilirkişi raporuna göre, dava konusu 403 ada 2 ve 4 parsellerin öncesinin kadim mera olduğuna dair bir bulguya rastlanmadığının anlaşıldığı ancak, Mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılmadığı gibi, 403 ada 2 parselin 22.04.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 56.000,00 metrekare yüzölçümündeki bölümüne uyduğu kabul edilen ve Hazine adına oluşturulan vergi kaydında, taşınmazın susuz tarla vasfında olduğu ve ..."ın işgalinde olduğu belirtildiği halde, vergi kaydının oluşum nedeni ve ... "ın işgalci olarak gösterilmesi sebebi üzerinde durulmadığı, ... mirasçılarından asli zilyetlik konusundaki delillerinin sorulmadığı, davacının dayandığı 22.08.1957 tarih 92 sıra numaralı tapu kaydının kapsamının Hazine"nin satış belgeleri ve istimlak haritalarından yararlanılmak suretiyle belirlenmediği, anılan tapu kaydının Toprak Tevzi Komisyonunca 622 ve 623 nolu belirtmelik parsellerine uygulandığının göz önünde bulundurulmadığı belirtilerek, Mahkemece dava konusu 403 ada 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgelerin, davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının oluşum belgeleri, istimlak haritaları, Hazine"nin satış belgeleri, vergi kaydının oluşum belgelerinin getirtilmesi, ... mirasçılarından asli zilyetlik konusundaki delillerinin sorulup toplanması, mahallinde yeniden keşif yapılması, taşınmazların niteliğinin ve üzerindeki zilyetlik durumunun belirlenmesi, davacının dayandığı 22.08.1957 tarih 92 sıra numaralı tapu kaydı kapsamının belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanan deliller uyarınca karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının davasının kısmen kabulüne, Toprak Tevzi Komisyonunun tespitinin iptaline, dava konusu 403 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ... adına tesciline, dava konusu 403 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişinin 20.03.2014 havale tarihli rapor ve ekindeki krokisinde gösterilen 55.194,15 metrekarelik bölümü ile (B) harfi ile gösterilen 8.437,72 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tesciline, aynı raporda gösterilen 6.690,23 metrekarelik bölümün yol olarak terkinine karar verilmiş; hüküm, davacı ...’ın mirasçılarından ...’in mirasçıları vekili, davalılardan ... ’ın bir kısım mirasçıları ... ve müşterekleri vekili, müdahil ... ve müşterekleri vekili, davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 403 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 403 ada 2 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 8.437,72 metrekarelik bölümü ve 55.194,15 metrekarelik (aynı raporda (A) harfiyle gösterilen bölümü) bölümünün mera vasfında olmayıp, davacı ... mirasçılarından ..."ın zilyetliğinde olduğu, 403 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 6.690,23 metrekarelik bölümünün ise yol vasfında olduğu kabul edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu 403 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yol olarak terkinine karar verilen 6.690,23 metrekarelik bölümü yönünden, Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, 403 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 403 ada 2 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan bölümleri yönünden Mahkemece varılan sonuç, dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dosya kapsamından, davacının dayandığı, Şubat 1939 tarih, 3 sıra numaralı tapu kaydından gelen 22.08.1957 tarih, 92 sıra numaralı tapu kaydı ile maliki Hazine, işgalcisi ... ( davacı ..."ın eşi ) olan 1937 tarih, 43 tahrir numaralı vergi kaydının, dava konusu taşınmazları kapsamadığı anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların öncesinin kadim mera olduğuna dair bulguya rastlanmamış ise de, 1964 yılında Toprak Tevzii Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucunda, dava konusu taşınmazların tahsisli mera olarak, 624 parsel numarasıyla haritaya bağlanmak suretiyle mera olarak sınırlandırıldığı anlaşılmıştır. Dairemizin önceki günlü bozma ilamı sonrası, mahallinde yapılan keşif sonucu 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan aldırılan 21.03.2014 tarihli raporda, dava konusu taşınmazların toprak yapısı ve bünyesi itibariyle, taşınmazların doğu ve batı sınırında bulunan mera vasıflı taşınmazlar ile aynı özellikte olduğunun, taşınmazlarda mısır, pamuk ve patlıcan gibi ürünlerin yetiştiriciliğinin yapıldığının belirtildiği; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden aldırılan 01.04.2014 tarihli raporda ise, 1948 ve 1954 tarihli hava fotoğraflarında, stereoskop cihazıyla yapılan incelemede, taşınmazlarda zirai bir faaliyetin bulunmadığı, dolayısıyla taşınmazların bakir arazi görünümünde olduklarının belirtildiği görülmüştür. Bu durum karşısında, dava konusu taşınmazların tahsisli mera olduğu ve Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşmediği anlaşıldığına göre, davanın reddi ile taşınmazların mera vasfıyla snırlandırılarak özel siciline kaydına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.