8. Hukuk Dairesi 2018/7429 E. , 2020/7959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi-Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden reddine karar verilmiş olup, hükmün ecrimisil isteği yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, murislerinden davacılara intikal eden 761 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir hakka dayanmaksızın davalı tarafça 2007 yılında sera kurmak suretiyle müdehalede bulunulduğunu açıklayarak, davalının taşınmaza vaki elatmasının önlenmesini, yaptığı yapıların yıkımını ve 2007 yılından beri kullanımından ötürü fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, harcını yatırmak suretiyle sundukları 02.11.2015 tarihli dilekçeyle talep miktarı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 22.123,16 TL"ye arttırılmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazı kullanımının haksız olmadığını, dava dışı Ali ile davacıların murisi Hasan arasında yapılan takas sonucu 761 parseli dava dışı Ali"nin, sonrasında dava dışı Ali"nin oğlu dava dışı Süleyman"ın yıllardır kullandığını, davalının kendine ait bir taşınmaz ile dava dışı Süleyman"ın kullandığı ancak tapuda davacıların murisi adına kayıtlı 761 parsel sayılı taşınmazı takas ettiklerini ve bu şekilde taşınmazı kullanmaya başladığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebi yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde ecrimisil isteğinin reddi yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafın takas nedeniyle kullanıma yönelik savunmasına itibar edilerek davacı tarafın ecrimisil isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Gerekçe kısmında, dinlenen davacı tanığı Emin ve Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/16 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarından, davacıların murisi Hasan"ın yıllar önce dava konusu 761 parsel sayılı taşınmazı kardeşi Ali ile haricen takas ettiğinin, daha sonra bu taşınmazın yine Ali oğlu Süleyman ile davalının haricen takas ettiklerinin, böylece, (tapulu taşınmazın haricen devrine ilişkin) geçersiz (TBK mad. 283,237) de olsa sözleşmeye dayanılarak ve hatta davacıların murisinin rızası ile taşınmazın davalı tarafından kullanıldığının anlaşıldığı ve bu durumda haksız ve kötüniyetli bir kullanımdan sözetmenin mümkün olamayacağı belirtilmiştir.
Bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybına karşılık gelen bir bedeldir.
Somut olayda, taşınmazın tapuda 1978 yılında davacıların murisi Hasan adına, 2006 yılında ise intikalen davacılar adına kayıtlı olduğu sabittir. Davalı tarafça dosyaya sunulan takas belgesinde tapu maliki Hasan"ın imzası bulunmamaktadır. Takas işlemi 2007 yılında yapılmış olup, tapu maliki Hasan 2006 yılında vefat etmiştir. Dosya kapsamında, gerek muris Hasan"ın gerek davacı mirasçıların davalının taşınmazı kullanımına rıza gösterdiği ispatlanamamıştır. Ecrimisil talep edilebilmesi için koşulların gerçekleştiğinin kabulü ile davacı tarafın ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, delillerin yanılgılı değerlendirilmesiyle dosya kapsamına uygun düşmeyen şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ecrimisile yönelen yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.