11. Hukuk Dairesi 2018/16 E. , 2018/748 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada.....Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 04/12/2015 tarih ve 2014/259-2015/904 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ise de 28.03.2016 tarihinde davacı vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2007 yılında davalıya verdiği taşıma hizmetinin karşılığı düzenlenen faturalar ödenmeyince icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kayıtlarında yapılan incelemeye göre davacı şirkete bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 2007 yılında 191.160 TL tutarında 6 adet fatura aldığı, karşılığında verdiği 3 adet çekin vadelerinde ödendiği, 2008 yılında aldığı 3.000 TL tutarındaki fatura bedelinin ise bankadan havale edildiği, davalı tarafından 191.600 TL"nin nakten ödendiğine ilişkin tutanak sunulduğu, altında davacı şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu, şirket yetkilisinin kısıtlı olması sebebiyle isticvap edilen vasinin belgedeki imzanın şirket yetkilisine ait olduğunu beyan ettiği, ancak yazıların sonradan doldurulduğunu ve para alınmadığını belirttiği, davalının 191.160 TL tutarındaki faturalardan kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
-/-
2-Ancak, davalı cevap dilekçesinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin sona erdiğini savunmuş, mahkemece verilen ilk kararda da davanın reddine karar verilmekle yetinilerek davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir. Davacısı ... .....olan davada verilen 29.11.2012 tarihli karar sadece davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 21.10.2013 tarih ve 2013/4037-18312 E.K. sayılı ilamı ile davacı şirket yararına bozulmuştur. Bu durumda, kötüniyet tazminatına ilişkin olarak davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Usuli kazanılmış hak gözetilmeden bu kez kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....