Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2018/961
Karar No: 2022/2303
Karar Tarihi: 31.03.2022

Danıştay 8. Daire 2018/961 Esas 2022/2303 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/961 E.  ,  2022/2303 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/961
    Karar No : 2022/2303

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Eskişehir Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nde … ünvanı ile görev yapan davacı tarafından, görev süresinin uzatılmamasına ve kadrosunun boşaltılarak ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … . İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 23. maddesine göre;2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 23. maddesine göre; yardımcı doçentlik için isteklilerin başvurması için rektörlükçe kadro ilan edildiği, fakültelerde ve fakültelere bağlı kuruluşlarda dekanın, biri o birimin yöneticisi, biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek, bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa istediği, atamanın rektör tarafından yapıldığı, her seferinde ikişer veya üçer yıllık süreler için atama yapıldığı, her atama süresi sonunda ise görevin kendiliğinden sona ereceği düzenlenmiş olup, davacının da görev yaptığı yerde bu kapsamda çalıştığının görülmesi karşısında, davacının görevli olduğu Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümündeki görevine devam etmesi için 2547 sayılı Yasa'nın 23. maddesi kapsamında yeniden görev süresinin uzatılması konusunda idarenin yetkisinin takdir hakkı kapsamı içerisinde kaldığı, idarenin bu takdir yetkisini kullanırken, hukuken geçerli bir nedene dayanmak zorunda olduğu, görev süresinin uzatılması sırasında idarece ilgililerin geçmiş hizmetleri, varsa görevde iken geçirdiği disiplin soruşturmalarının dikkate alınması gerektiği açık olup, bu kapsamda hakkında açılan disiplin soruşturması sonucunda "Devlet memurluğundan çıkarma" cezası önerilen davacının görev süresini uzatmama yönündeki dava konusu işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu anlaşıldığından, davacının,kadrosu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

    sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun / aykırı bulunarak davanın reddine / dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu kabul edilerek; 12/01/2016 tarihinde ''Barış için Akademisyenler insiyatifi - Bu Suça Ortak Olmayacağız'' adlı bildiriye imza attıkları için haklarında "devleti katliam yapmakla itham eden ve devletin varlığı ve bağımsızlığı aleyhine ifadelere yer verilen bir bildiri olduğu" gerekçesiyle açılan soruşturma sonucu soruşturmanın selameti açısından 657 Sayılı Devlet Memurları kanununun 137. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir olarak görevden uzaklaştırılan Anadolu Üniversitesi öğretim elemanlarının bu işlemin iptali istemiyle açtıkları davalarda "657 Sayılı Kanunun 137. maddesi uyarınca verilecek görevden uzaklaştırmaların soruşturmanın selameti açısından ihtiyati bir tedbir olduğu, bu nedenle soruşturma sona erdikten sonra uzaklaştırma kararı alınamayacağı, bu nedenle tesis edilen işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle bu yönde tesis edilen işlemlere karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması isteminin kabulü yönünde kararlar verildiğinden, dosyadaki bilgi ve belgelere göre aynı gerekçe ile davacının da görevden uzaklaştırılmasının bu aşamada iş bu davaya konu işlemi haklı kılacak nitelikte olmadığı, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini sağlayan önemli unsurlardan olan eğitimde ve bilimsel araştırmalarda görev alan ve yıllarca edindikleri deneyim, araştırma ve çalışmalarla eğitim hizmetinin görülmesine katkı sağlayan yılların birikimine sahip bir öğretim elemanının, doğrudan kamu düzenini bozucu bir faaliyeti saptanmadan, görevi ile ilgili herhangi bir başarısızlığı ya da yetersizliği tespit edilmeden, hizmetine ihtiyaç olmadığına yönelik hukuken geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe gösterilemeden yukarıda aktarılan sebeplerle davacının görev süresinin uzatılmamasına dair işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık görülmediği, öte yandan, belirtilen bildiri sebebiyle davacı hakkında açılan soruşturma sonucu 657 Sayılı Yasanın 125.maddesinin E/a-g maddeleri gereğince devlet memurluğundan çıkarılmasının teklif edilmiş olmasının, yukarıda belirtilen gerekçeler sebebiyle geçmişe yönelik olarak davacı hakkında sonuç doğurduğunun ve hizmetinde başarısız olduğunun kanıtı olmayacağı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline ve davacının dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 2547 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca atanan okutmanlık görev süresinin süreli olduğu ve görev süresinin sona erdiği tarih itibariyle kendiliğinden sona ereceği, görev sürelerinin uzatılıp uzatılmamasında idareye takdir yetkisi tanındığı, davacının da basında yer alan bildiriyi imzaladığı gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması açıldığı ve 05/082016 tarihinde ihtiyadi tedbir olarak görevden uzaklaştırıldığı ve 27/07/2016 tarihinde de kamu görevinden çıkarılması teklifi ile dosyasının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na gönderildiği, hakkında adli ve idari soruşturma yürütülen bir öğretim elemanının sözleşmesinin uzatılmasına imkan bulunmadığı, kaldı ki davacının da 07/02/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı ileri sürülerek hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemi iptal eden istinaf kararının bozulması istenilmiştir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    17/09/007 tarihinde2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 23.maddesi uyarınca yardımcı doçent olarak atanan davacının sözleşmesinin, bu tarihten sonra üçer yıllık sürelerle uzatıldığı ve son olarak 17/09/2016 tarihin kadar uzatıldığı, 12/01/2016 tarihinde yayınlanan ve davacı tarafından da imzalanan basında 'Bu suça ortak olmayacağız'' başlığıyla yayınlanan bildirinin, Devleti katliam yapmakla itham eden ve Devletin varlığı ve bağımsızlığı aleyhine ifadelere yer veren bir bildiri olduğu gerekçesiyle davacı ve bildiriyi imzalayan diğer akademisyenler hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı, disiplin soruşturmasının 19/07/2016 tarihinde sonuçlandırılarak düzenlenen soruşturma raporunda davacı hakkında ''Devlet memurluğundan çıkarma cezası''nın teklif edilmesi üzerine soruşturma dosyasının Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ''Devlet memurluğundan çıkarma'' cezası vermeye yetkili Yükseköğretim Kurulu Yüksek Disiplin Kurulu'na gönderildiği ve davacının 05/08/2016 tarihinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırıldığı, görev süresinin dolması üzerine de görev süresinin hakkında yürütülen idari soruşturma gerekçe gösterilerek uzatılmamasına karar verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun “Yardımcı Doçentliğe Atama” başlıklı 23. maddesinde; “a. Bir üniversite biriminde açık bulunan yardımcı doçentlik, isteklilerin başvurması için rektörlükçe ilan edilir. Fakültelerde ve fakültelere bağlı kuruluşlarda dekan, rektörlüğe bağlı enstitü ve yüksekokullarda müdürler; biri o birimin yöneticisi, biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür kendi yönetim kurullarının görüşünü de aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama, rektör tarafından yapılır. Yardımcı doçentler bir üniversitede her seferinde ikişer veya üçer yıllık süreler için en çok 12 yıla kadar atanabilirler. “ hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlem yönünden incelenmesinde;
    Dava dosyasının incelenmesinden; davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin sebebi olarak; imzacısı olduğu basında "Bu suça ortak olmayacağız'' başlığıyla yayınlanan bildirinin Devleti katliam yapmakla itham eden ve Devletin varlığı ve bağımsızlığı aleyhine ifadelere yer veren bir bildiri olduğu gerekçesiyle hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E maddesinin (a) ve (b) fıkrası uyarınca "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasıyla cezalandırılmasının teklif edilmesi ve hakkında yürütülen ceza soruşturması gösterilmiştir. Davacı hakkında, basında "Bu suça ortak olmayacağız" başlığıyla yayınlanan bildiriye imza atması sebebiyle idari soruşturma yürütülmüş, davalı idarece görev süresinin uzatılmamasına da idari soruşturmanın gerekçe olduğu belirtilmiştir. Öte taraftan davacının sözleşmesinin yenilenmemesi tarihinde terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla hakkında ceza soruşturması bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilen bildiriye imza atan ve Anayasa Mahkemesi’nin 26/07/2019 tarih, 2018/17635 Başvuru Nolu “Zübeyde Füsun ÜSTEL ve Diğerleri” konulu kararında; başvurucuların imzalamış oldukları ve basında “bu suça ortak olmayacağız” başlığıyla yayınlanan bildirinin, nesnel anlamı gözetildiğinde bir bütün olarak PKK terörünün övülmesi, terörizme destek gösterisi, şiddet kullanımına, silahlı direnişe ya da başkaldırıya doğrudan veya dolaylı teşvik olarak nitelendirilmesinin mümkün görünmediği, somut olayın koşullarında başvuruya konu bildirinin internette yayımlanmasının devlet ve toplum hayatında olumsuz sonuçlar doğurduğu, devletin terörle mücadele faaliyetleri üzerinde kayda değer bir etkisi olduğunu göstermediği, hazırlanmasında veya imzalanmasında güdülen diğer amaçlar ne olursa olsun ve hangi dil ve üslup kullanılırsa kullanılsın nihai olarak bildiride o tarihlerde sürmekte olan çatışmaların sona erdirilmesi talebinin baskın olduğu, bildirinin imzalanmasına neden olan operasyonları yürüten kamu gücüne karşı ağır eleştirilerde bulunulabileceğinin öngörülmesi ve demokratik çoğulculuk açısından bunlara daha fazla tahammül edilmesi gerektiği belirtilerek başvurucuların ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığından Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade “özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verilerek başvurucuların başvurusu kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, ilgili kararda özetle dava konusu işleme gerekçe olarak gösterilen bildirinin hazırlanmasının ve yayınlanmasının Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğü” kapsamında bulunduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir.

    Davacı hakkında … . Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı ceza davasında; davacı hakkında terör örgütü propagandası suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılarak … tarih ve K:… sayılı kararıyla CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat kararı verildiği ve kararın istinaf edilmeden kesinleştiği görülmektedir.
    Hukuk devleti ilkesi gereğince; idarenin bütün eylem ve işlemleri yargısal denetime açıktır ve bu noktada, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun sağlanmasındaki en etkin araçlardan birinin de "iptal davaları" olduğu kuşkusuzdur. 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1/a bendine göre; iptal davaları, idare tarafından tesis edilen işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından anılan işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden hukuka aykırı oldukları iddialarıyla açılan davalardır.
    İdari işlemlerde sebep unsuru, idari işlemden önce gelen ve onun dışında yer alan, idareyi bir işlem yapmaya sevkeden hukuki ve fiili etkenlerdir. İptal davalarında, sebep unsuru yönünden hukuki denetim yapılırken idareyi o işlemi yapmaya sevk eden gerekçelerin hukuka uygunluğunun incelemesi yapılmaktadır. Sebep unsurundaki bir sakatlığın işlemi de sakat hale getireceği tartışmasızdır.
    Uyuşmazlıkta; üniversitede yardımcı doçent olarak görev yapan ve görev süresinin sona ermesi üzerine, hakkında yürütülen idari soruşturma sonucunda kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılması teklifiyle dosyasının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na gönderilmesi ve davacı hakkında yürütülen cezai soruşturması gerekçe gösterilerek Rektör oluru ile görev süresinin uzatılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; dava konusu işlemin gerekçelsini oluşturan basında "akademisyenler bildirisi" olarak yer alan bildirinin ifade hürriyeti kapsamında bulunduğuna dair Anayasa Mahkemesi kararı ile "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla yargılandığı ceza davasının -suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle- Ceza Muhakemeleri Kanun'un 223-2-a maddesi uyarınca beraat ile sonuçlandığı ve beraat kararının kesinleştiği görüldüğünden, oluşan yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin gerekçelerinin hukuken ortadan kalktığı ve sebep yönünden hukuka aykırı hale geldiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla; Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmı, sonucu itibariyle hukuka uygun olup bu gerekçeyle onanması gerekmektedir.
    Öte taraftan; davacının, 07/02/2017 tarih ve 29972 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 686 sayılı KHK'nın 1. maddesi ile kamu görevinden çıkarıldığı görülse de; idari işlemlerin hukuki denetiminde tesis edildikleri tarihteki duruma göre hukuka aykırı olup olmadığının değerlendirileceği, dava konusu işlemin de davacının görev süresinin uzatılmaması olduğu, davacının kamu görevinden çıkarılması işleminin başka bir davanın konusunu oluşturduğu, görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptal edilmesinin davacı hakkında tesis edilen kamu görevinden çıkarma işlemini ortadan kaldırmayacağının hukuken kabulü gerekmektedir.


    Bölge İdare Mahkemesi'nin dava konusu işlemin iptal edilmesi nedeniyle davacının parasal haklarının ödenmesine yönelik kısmı yönünden yapılan incelemede;
    Üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinin belirli süreli sözleşmelerinin yenilenmemesine ilişkin işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari yargı mercilerince iptal edilmesi durumunda, yetkili idari makam ya da organ tarafından, sözleşmenin yenilenmesi veya yenilenmemesi yönünde yeni bir karar alınması gerekmektedir. Bu aşamada, iptal kararının hukuksal sonucu olarak hukuka aykırı bulunan sözleşmenin yenilenmemesi işlemi ortadan kalmış olmakla birlikte, idare ile ilgili arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermiş olması nedeniyle ortada bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.
    Bu durumda; dava konusu işlemin sebep yönünden hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi, davacının görev süresinin başka bir işleme gerek kalmaksızın doğrudan uzayacağı anlamına gelmeyeceği, dolayısıyla davacının görev süresinin uzatılması istemi yönünden idarece yapılacak yeniden değerlendirme sonrası sözleşmesinin uzatılıp uzatılmaması konusunda yeni bir karar verileceğinden; bu aşamada, ilgili bakımından, kesin ve net olarak belirli olmayan parasal ve özlük hak kayıpları hakkında; sözleşmenin yenilendiği varsayımı ile doğrudan bir kabul kararı verilmesi mümkün olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının yukarıda yer verilen gerekçe ile ONANMASINA, davacının parasal haklarının ödenmesine dair kısmının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 31/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY :
    (X)- İdareye; sözleşmeli personel çalıştırıp çalıştırmama veya sözleşmesi sona eren bir personelin sözleşmesini yenileyip yenilememe konusunda takdir hakkı tanındığında tartışma bulunmamakta, takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılacağı hususu ise yargısal içtihatlarla istikrarlı şekilde gözetilmektedir. Kimi hukuk yazınında ve yargı kararlarında; idarenin sözleşme yenilememe yönünde tesis ettiği işlemler ile devam eden bir sözleşmenin feshine yönelik işlemler arasındaki nitelik farkı gözetilmeksizin, sözleşme yenilememe işlemlerinde de idarenin kullandığı takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanıldığının, idarece ispat edilmesi yani somut delillerle ortaya konulması gerektiği ifade edilmektedir. Oysa, devam eden bir sözleşmenin feshi işleminde idarenin, feshin haklılığını ispat etmek diğer bir anlatımla sözleşmenin niçin feshedildiğini somut gerekçelerle ortaya koymak zorunluluğu bulunmasına karşın, süresi bitmiş bir sözleşmenin yenilenmemesi konusunda idareye ispat külfeti yüklemek yani sözleşmenin niçin yenilenmediğinin somut gerekçelerle ortaya konulmasını beklemek ya da mahkeme kararlarıyla idareyi sözleşme yenilemeye zorlamak, kanun koyucunun idareye tanıdığı takdir yetkisini büsbütün ortadan kaldırma, her nasılsa bir defa sözleşme imzalayan bir kişinin disipliner sonuç doğuran bir eylemde bulunmadığı ve bu eylemin soruşturma raporuyla tespit edilmediği sürece sözleşmesinin yargı kararıyla mütemadiyen yenilenmesini sağlama sonucunu doğuracaktır.
    Öte yandan sözleşme ilişkisinin başlangıcında ilgililer tarafından sözleşmenin süreli olduğu ve sürenin bitiminde kendiliğinden ortadan kalkacağı bilinmekte olup, sözleşmesinin devamı konusunda haklı bir beklenti oluştuğundan da söz edilemez.
    Yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacının süresi biten sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirilmesi şeklinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmediğimden aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılamıyorum.
    Dava konusu işlemin hukuka uygun olması nedeniyle davacının parasal ve özlük hak kayıplarının ödenmesi isteminin de reddi gerektiği açıktır.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi