17. Hukuk Dairesi 2016/12063 E. , 2019/3126 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... Telekom Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 299.055,84 TL, ... Elektronik Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 222.726,00 TL ve ... Elektronik Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin 47.989,31 TL vergi borcu bulunduğunu, bu şirketler hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 62 ve ilgili maddeleri uyarınca yapılan araştırmada vergi borçlarını karşılayacak mal varlığına ulaşılamadığını,adı geçen limited şirketlerinin ortağı ve müdürü,anonim şirketin ise ortağı ve yönetim kurulu üyesi davalı ..."un aynı zamanda Mobiltel İletişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı ..."un 02.01.2009 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği ve B Grubu 199.000 hissenin 199.000,00 TL bedel ile davalı ..."na satıldığını,satışın ortaklar arası bir satış olduğunu,bedelin nakten ödendiği ve tüm bunların yapılan yazışmalardan anlaşıldığını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 30.maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği taktirde amme alacağının bir kısmını veya tamamının tahsilini imkansız kılmak amacı ile yapılan satışlarda borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün işlemlerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğunun düzenlendiğini, davalı ..."un borçlarının büyük bölümünü 2008 ve 2009 yıllarının birinci aylarına ait olması, 2009 yılında yapılan 199.000,00 TL ödemenin banka veya finans kuruluşu aracılığı ile yapılmamış olması nazara alındığında satışın gerçek bir satış olmadığını, amacın vergi borcunun tahsilini imkansız kılmak olduğundan ... İletişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketindeki B Grubu 199.000 hissenin davalı ... tarafından davalı ..."na yapılan satışın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; dava şartlarının gerçekleşmediğini, iptali istenen tasarruf tarihinden önce tasarruf tarihinde ve üç tasarruf tarihinden itibaren üç yıl önce kesinleşmiş bir kamu alacağının mevcut olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;davacı kurum tarafından iptali istenen tasarruf tarihi olan 02.01.2009 tarihi ve öncesine ait kesinleşmiş vergi borcu bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat aynı Yasanın 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu yasa uyarınca iptal kararı verilebilmesi için borçlu hakkında yapılıp kesinleşen bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Davacı tarafından yapılıp kesinleşen icra takibinin olması halinde mahkemece bu maddelerde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle 28.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza 30. maddede malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan 29.madde de de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
6183 sayılı yasaya dayalı tasarrufun iptali davalarında, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekmektedir. Borcun doğumundan kasıt ise borçlu hakkında başlatılan takibin tarihi değil, takibe esas olan borcun doğduğu tarihtir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı ... adına düzenlenen tüm haciz varakalarının 15.07.2013 tarihinde düzenlendiği, kısım kısım haciz varakalarına ait ödeme emirlerinin 05.03.2012, 11.07.2011 ve 13.05.2010 tarihlerinde tebliğ edildiği, en erken ödeme emri tebliğinin 13.05.2010 tarihinde yapıldığı, davaya konu tasarruf tarihi olan 02.01.2009 tarihinden sonrasını kapsadığını,davalı ... adına haciz varakalarının 13.07.2013 tarihinde yani dava tarihinden 13 gün önce düzenlendiğini, buna göre davacı kuruma davaya konu tasarruf tarihi olan 02.01.2009 tarihi itibariyle kesinleşen vergi borcunun bulunmadığını belirtmişse de; eldeki davada 6183 sayılı Yasa gereğince yapılan takibin dayanağı olan vergi borcu dönemleri 2007-2012 yılları olup, dava konusu tasarruf ise 02/01/2009 tarihli olduğundan vergi borcunun bir kısmı tasarruf tarihinden daha önce doğmuştur. Tasarrufun iptali davasında alacaklının alacağının kesinleşmiş olması dava şartı ise de iptal konusu tasarruf işleminin yapıldığı tarihten önce borcun doğmuş olması yeterli olup, bu tarihten önce takibin de kesinleşmiş olması görülebilme koşulu değildir.
O halde mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre dava konusu 02/01/2009 tarihli tasarrufun yapılış tarihine kadar doğmuş vergi alacağının yeniden bilirkişi marifetiyle belirlenerek 6183 Sayılı AATUHK"nun 27, 28, 29,30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufun iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir.
2-Kabule göre de, 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan davalarda hükmedilecek avukatlık ücreti maktu ücreti vekalet olduğu gözetilmeksizin davacı aleyhine nisbi ücreti vekalete hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.