15. Ceza Dairesi 2018/7320 E. , 2020/6033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62/1, 50/1-a ve 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK."nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dairemizin bozma ilamı üzerine dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, temyiz dışı sanık ... ile iştirak halinde hareket etmek suretiyle katılanın yanına giderek kendilerini katılanın oğlu olan Özel’in gönderdiği konusunda katılanı aldatıp zeytinyağı almak istediği, katılanın oğlunun gelmesini beklemelerini söylemesi üzerine, sanığın yağları hemen almak istediği, akabinde katılandan dört bidon halinde 278 kg zeytinyağlarını teslim aldığı, katılanın evin içerisinden naylon almaya gittiği sırada, sanığın, temyiz dışı sanık ... ile beraber söz konusu zeytinyağlarını kullandıkları araca koyup bedelini ödemeden ayrılarak haksız yarar sağladığı, bu suretle hırsızlık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, teşhis tutanakları, kolluk araştırma tutanakları, uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın değişen suç vasfına göre üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 157/1 maddesinde hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş olduğu halde, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken adli para cezasına hükmedilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından ve bu husus sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında kurulan hükümde, sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının gözetildiği sırada uygulama maddesi olarak CMUK’un 326/son maddesi gösterilmeyerek CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
2- Sanık hakkında hüküm kurulurken sonuç ceza olarak 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası tayin edildikten sonra, CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkı nedeniyle, infazın 6.000 TL adli para cezası üzerinden yapılacağının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bozma öncesi verilen hükmü tekrar ederek temel ceza olarak 1 yıl hapis cezası belirlenip, TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca takdiri indirim nedenleri uygulanması sonucu tayin edilen 10 ay hapis cezasının, TCK’nun 50/1-a maddesi uyarınca seçenek yaptırımlara çevrilmesi suretiyle hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “...19/11/2013 tarihli hüküm gibi;” ibaresinden itibaren adli para cezasının TCK’nun 52/4 maddesi uyarınca taksitlendirilmesine ilişkin bölüme kadar olan kısmın çıkarılarak yerine, “Ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca infazın 6.000 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına,” paragrafının eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.