15. Hukuk Dairesi 2014/6479 E. , 2015/1081 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan, ayıplı ifa nedeniyle ödenen iş bedeli, garanti süresi içinde yapılıp ödenen bakım onarım ve malzeme bedeli ile davalı firmaya yaptırılan makine bedeli ile dava dışı firmadan alınan makine bedeli arasındaki farkın tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı yüklenici davacı iş sahibiyle imzaladığı 15.05.2006 tarihli sözleşme ile ... 15 KHZ"lik ultrasonic plastik yapıştırma makinesini üretip, davacı iş sahibine teslim etmeyi üstlenmiştir. İş bedeli 6. maddeye göre 11.000,00 TL + KDV"dir. 4. maddede 2 yıl garanti verilmiş, bu sürede meydana gelebilecek arızalarda yüklenici hiçbir ücret talep etmeksizin (parça ve işçilik vb.) makinenin arızasını gidermeyi ve servisini vermeyi taahhüt etmiştir. Aynı maddenin devamında çalışma ile aşınan ekipman ve sarf malzemelerinin bu madde kapsamında yer almadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı ile 04.08.2010 ve 14.12.2011 tarihli bilirkişi raporlarına göre sözleşme konusu makinenin ayıplı ve ayıbın gizli olduğu, mevcut ayıp nedeniyle devreye alınamayacağı anlaşılmaktadır. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunup somut olayda uygulanması gerekli 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 360. maddesi"nin I. fıkrası gereğince yapılan eser, iş sahibince kullanılamayacak ve nısfet kaidesine göre kabule zorlanamayacak nitelikte ayıplı olduğundan davacı iş sahibi eseri reddederek ödediği bedelin iadesini ve yüklenicinin kusurlu bulunması halinde bundan doğan zarar ve ziyanını da isteyebilecektir. Az yukarıda açıklandığı gibi iş kabule icbar edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğundan iş sahibi eseri red ve ödediği KDV dahil 12.980,00 TL iş bedelini istemekte haklıdır.
Yüklenici eserin ayıplı olması nedeniyle kusurlu bulunduğundan iş sahibi, bu nedenle uğradığı zararların giderilmesini isteyebilir ise de, davalı yüklenici talep edilen yedek parçalar ve onarım giderlerinin sözleşmenin 4. maddesinde garanti kapsamında olan arızaların giderilmesi için değil, söz konusu maddenin son cümlesinde belirtilen ve garanti kapsamına dahil edilmeyen çalışma ile aşınan ekipman ve kullanılan sarf malzemeleri ile sözleşmeden önce davacı iş sahibinin kullandığı başka bir makinenin bakım ve onarımı için yapılan ödemeler olduğu için geri istenemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece davalı yüklenicinin savunması doğrultusunda teknik bilirkişiden ek rapor alınarak itirazları karşılanmamıştır.
Öte yandan, yanlar arasında imzalanan sözleşmede sözleşmenin feshi halinde sonradan alınan ya da yaptırılan makine bedeli ile sözleşme konusu makine bedeli arasındaki farkın tazminat olarak ödeneceğine dair hüküm bulunmamaktadır. Davacı iş sahibi bu durumda 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 108/II. maddesi uyarınca uğradığı menfi zararları isteyebilir. 17.01.1990 gün ve 13/392-1 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararı ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre bu haldeki menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya yerine getirilmemesi nedeniyle güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarar olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada kaçırılan fırsat nedeniyle uğranılan zararın giderimi şeklinde adlandırılan bu çeşit davalarda davalı ile sözleşme yapmadan önce davacıya en yakın teklifte bulunan ya da teklifte bulunan olmasa dahi davalı dışında başka bir şahıstan sözleşme konusu makinenin üretilip satın alınması halinde ödenecek miktar ile sözleşme yapma fırsatının kaçırılması sonucu teklif fiyatı veya ödenecek miktar ile haklı fesihten sonra aynı koşullardaki makinenin makul bir sürede başka bir yükleniciden temini için yapılan sözleşme fiyatı arasındaki fark menfi zarar olarak hesaplanmalıdır.
Bu durumda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyetinden davacı iş sahibinin kaçırılan fırsat nedeniyle istemekte haklı olduğu menfi zararı bir önceki paragrafta belirtilen şekilde hesaplattırılıp, davalı yüklenicinin yedek parça ve onarım giderleriyle ilgili itirazlarını karşılayacak denetime elverişli ve gerekçeli ek rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle ve kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğu anlaşılan makinenin yükleniciye iadesi koşuluyla sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan, sözleşmeden doğan alacaklarda temerrüt faizi istenebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, alacaklının yöntemine uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş ya da alacağın kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. (Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 101.maddesi). Somut olayda kesin vade
bulunmamakla birlikte davacı iş sahibi, .... Noterliği"nden keşide ettiği 20.03.2008 gün .... yevmiye nolu ihtarname ile dava konusu alacak kalemleri ile ilgili miktar da belirterek ödeme talebinde bulunmuş olup, dava dilekçesine ekli ihtarname suretindeki meşruhattan bu ihtarnamenin 28.04.2008 tarihinde davalı yüklenicinin daimi çalışanı ..."a tebliğ edildiği ve temerrüdün bu tarihte gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece kabul edilen makina bedeli ile ilgili alacağa bu tarihten faiz yürütülmesi gerekirken temerrüde esas teşkil etmeyen 15.05.2006 tarihinden faiz uygulanması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.