15. Hukuk Dairesi 2015/202 E. , 2015/1089 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup rücuen alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici ... Arasında akdedilen sözleşme kapsamında, elektrik hatlarının bakım onarım işinin ifası sırasında, dava dışı yüklenici şirket işçisi ..."ın geçirdiği iş kazası sonucu vefatı üzerine mirasçılarının iş mahkemesinde açtığı dava sonucunda hükmedilen manevi tazminatın iş sahibince ödenmesi üzerine, genel hükümlere istinaden açılmıştır. Davacı iş sahibi, yüklenici ile arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak rücuen tazminat isteminde bulunmaktadır. Eser sözleşmesi ilişkisine dayalı sorumluluk, davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında olup, bu kapsamda ödediği tüm tazminatı rücuen yükleniciden talep etme hakkına sahiptir. Davalı ... ise, yüklenici şirketin şantiye sorumlusudur. Davacı ile arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Yine İş Mahkemesi"nin 2008/481 Esas-2009/389 Karar sayılı dosyasında incelenip, karara bağlanan davadaki davalı ..."na iş mevzuatına aykırılık nedeniyle verilen kusur da, eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin sorumluluğunda olup, yüklenici ile bu davalı arasındaki iç ilişki kapsamında değerlendirilmelidir. Haksız fiil sorumluluğu ise, dava dışı ..."ın yaralanması olayı bakımından söz konusu Davalı ... ile iş sahibi arasında haksız fiile dayalı bir ilişki ve sorumluluk söz konusu olmadığı gibi, bu davalı hakkında Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2005/547 Esas-2008/743 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada da, meydana gelen olay nedeniyle kusur izafe edilmiş değildir. Bu nedenlerle, davacının, davalı ..."dan dava dışı işçinin mirasçıları tarafından İcra Müdürlüğü"nün 2009/4568 sayılı icra dosyasında yapılan takip nedeniyle ödediği tazminatı eser sözleşmesi yada haksız fiil hükümleri kapsamında talep hakkı bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, yüklenicinin şantiye sorumlusu olan davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme sonucu bu davalı hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 02.03.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Somut olayda rücu davasına konu tazminata konu olaya ilişkin Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2002/557 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu ...’nun kusuru bulunmadığı belirtilerek beraat kararı verilmiş, ve bu karar ... yönünden temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Ceza dosyası başka sanıkların temyizi üzerine bozulmuş ve sonrasında zamanaşımına dayalı karar verilmiş ise de ... hakkındaki beraat kararı ortadan kalkmış değildir. Kocaeli 1. İş Mahkemesi"nin 2008/481 Esas 2009/389 Karar sayılı dosyasında ise ... ve bu rücu davasını açan davacı şirket, diğerleriyle birlikte davalı olarak yer almaktadır. Bu dosyada yapılan yargılama sonucu tazminata konu olaya ilişkin davacının ve hükmü temyiz eden ...’in de kusurlu ve sorumlu oldukları belirtilerek tazminata hükmedilmiş ve kararın temyizi üzerine düzelterek onama kararı verilmiş ve bu karar doğrultusunda müteselsil sorumlu olarak tüm tazminatı ödeyen davacı bu rücu davasını açmıştır.
Zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı BK 53. maddeye göre hakim ceza mahkemesinin beraat kararı ve alınan kusur raporu ile bağlı olmasa da sabit kabul edilen olgular ile bağlıdır. Ceza mahkemesindeki kusuru bulunmadığı için ...’in beraatına dair karara rağmen iş mahkemesi dosyasında ...’in de kusurlu olduğu kabul edilip tazminata hükmedildiği ve bu karar kesinleştiğine göre ceza mahkemesindeki beraat kararının iş mahkemesi dosyası için bağlayıcı olmadığının kesinleşmiş başka bir mahkeme kararı ile saptandığının kabulü gerekir. Artık bu rücu davasında aksinin kabulü hukuk güvenliğine aykırıdır.
Bağlayıcı bir ceza mahkemesi kararı bulunmadığı gibi aynı dosyada davalı ... ile davacı şirket davalı olarak yer aldığına göre kusur oranı yönünden iş mahkemesi dosyasında sabit kabul edilen kusur durumu rücu davasında güçlü delil oluşturmaktadır.
Davacı önceki dosyada saptanan zarar ve kusur durumuna göre hükmedilen tazminata ilişkin payından fazla ödediğinden bu davayı açmıştır. Dava rücuan tazminat davası olup zaman bakımından uygulanması gereken kurallar olarak 818 sayılı BK 50 ve 51. madde değerlendirilmelidir. 50. maddede tam teselsül düzenlenmiş olup buna göre birden fazla kişinin birlikte müteselsil sorumlu tutulması için ortak kusurlarıyla zarara birlikte sebebiyet vermiş olmaları gerekir. BK 51. maddede düzenlenen eksik teselsülde ise sorumluluğun sebebi ortak kusur olmayıp haksız fiil, kanun veya sözleşme nedeniyle birden fazla kişinin sorumlu olmasıdır.
Tam teselsüle ilişkin 50. maddede rücu kapsamı düzenlenmiş olup hakim müteselsil sorumluların birbirine rücu hakkı olup olmadığını, rücunun kapsam ve derecesini takdir eder. Eksik teselsüle ilişkin 51. maddede ise zararı tazmin eden kişinin diğerlerine rücu hakkı ve sırası sorumluluk sebebine göre belirlenmiştir.
Halefiyet kanunda açıkça düzenlenen hallerde söz konusu olabilir. Tam teselsülde zararı tazmin eden kişi BK 147/1. maddeye göre alacaklının haklarına halef olur. Eksik teselsülde ise açık düzenleme olmadığından halefiyet söz konusu değildir.
Zarar görene ödemede bulunan müteselsil sorumlu fazla ödediği miktar yönünden zarar görenin haklarına halef olur. Halefiyetin bulunmadığı hallerde ise fazla ödenen miktar yönünden rücu hakkı kullanılabilir. Rücu hakkı başkasına ait borcu ifa eden kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeyi amaçlayan tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır.
Davacı iş mahkemesi dosyasında verilen karar nedeniyle kusuruna karşılık gelen miktardan fazla miktarda ödemede bulunduğundan ortak kusuru olanlara karşı halefiyet esasına göre, kanun ya da sözleşme nedeniyle sorumlu olanlara karşı rücu hakkına dayalı olarak talepte bulunmakta haklıdır. Davacı payından fazla olarak ...’in kusuruna karşılık gelen miktara ilişkin de ödemede bulunduğundan arasında sözleşme ilişkisi bulunmasa da rücuan talepte bulunabilir. Davacı ve davalı ...’in taraf olarak yer aldığı iş mahkemesi dosyasında alınan raporlar ve mahkemece benimsenip kesinleşen kusur oranı birlikte değerlendirildiğinde davacının ... yönünden hükmedilen miktarı istemekte haklı olduğu ve bu miktarın rücu edilebileceği anlaşıldığından mahkemece belirtilen miktar tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, faize ilişkin ise ödeme tarihinden yasal faize hükmedilebileceği mahkemece reeskont faizine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu bu yönden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne karşıyım.