Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4690
Karar No: 2018/8110
Karar Tarihi: 08.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/4690 Esas 2018/8110 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/4690 E.  ,  2018/8110 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : 1. İş Mahkemesi

    KARAR
    A) Davacı İstemi:
    Davacı; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının yasal faizleriyle birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabı:
    Davalı SGK vekili özetle; kurum işleminin yerinde olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece Mahkemesince; “Kurum denetim görevlileri tarafından düzenlenen araştırma inceleme raporu aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup , boşandıktan sonra eşlerin birlikte yaşamaya devam ettiği hususunda salt adres kayıtları yeterli olmayıp tanıkların görgü ve bilgileri de önem arzetmektedir. Mahkememizce davacı ve eşinin uyuşmazlık konusu dönemde almış oldukları sağlık hizmetlerine konu belgeler, yerleşim yeri adres kayıtları, seçmen kayıtları, abonelik kayıtları araştırmaları yapılmış, ayrıca davacının boşandıktan sonra oturduğu ikamet adresi Muhtar ve azaları, bu mahalleden komşuları, davacının kızı, boşandığı eşi tanık olarak dinlenmiş, tanıkların beyanlarından; davacı ile eşinin boşanmaları akabinde bir süre aynı mahallede , eşin ... annesi ile daha sonra da ... adresine taşınarak, davacının ise aynı mahallede arada ev değiştirmek suretiyle uzunca süre kaldığı, birlikte yaşadıklarına dair hiçbir tanık beyanı bulunmadığı , gelen resmi kayıtlardan davacı ile eşinin söz konusu dönemde birlikte yaşamaya devam ettiklerini gösterir bir delil bulunmadığı tespit olunmakla , tanıkların beyanı ve gelen resmi kayıtlar davacının iddialarını bir diğer anlatımla kurum denetim raporunun aksini kanıtlar nitelikte bulunmuş, davacı ile boşandığı eşinin boşandıktan sonra birlikte yaşadıkları yönde bir kanaate varılmamıştır. ” gerekçesiyle
    “Davanın KABULÜ ile, Davacı aleyhine kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıkların davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ;
    Davalı Kurum vekili; denetim raporu olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince “....davacı ile eski eşinin mernis adreslerinin farklı olduğu, duruşmada dinlenen davacının ikamet ettiği adres muhtarı beyanına göre; davacının yalnız yaşadığının ifade edildiği, eski eşinin ikamet ettiği yer muhtarının da "davacıyı tanımadığı, ... beyin 2008 yılından beri annesi ile oturduğuna" dair beyanları, dosyadaki denetim tutanağının birincisinde davacının eski eşinin adresinde eski eşinin annesi ile yapılan görüşmede oğlu ile birlikte yaşadıkları ifade edilmekle, yine dosyada mevcut ikinci tutanakta ise 2014 yılında davacı adresi civarında yapılan araştırmada isim vermeyen birisi tarafından tarafların birlikte yaşadıklarının beyan edildiği belirtilmiş ise de, denetim tutanağında ayrıca isim ve imzası bulunan bir tanık beyanın olmadığı, mahkemede dinlenen çok sayıda tanığın da genel olarak tarafların ayrı yaşadıklarını beyan etmeleri dikkate alındığında.... ” gerekçesiyle “ ... 1. İş Mahkemesinin 07/03/2017 tarihli, 2015/19 Esas-2017/171 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E) Temyiz:
    Davalı SGK vekili; “ Denetmen raporunun aksi ispatlanamamıştır. Boşanma muvazaalıdır. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava; 5510 sayılı Yasa"nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile ölüm aylığının kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının yasal faizleriyle birlikte tarafına iadesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Hüküm, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 07.01.2003 tarihinde eşinden boşandığı, 1978 yılında vefat eden babasından dolayı 01/02/2003 tarihinden itibaren yetim aylığı aldığı, sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen 27/08/2014 tarihli rapora göre davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, bu rapora dayanılarak Kurumca çıkarılan borcun dönemi ve miktarına ilişkin dosyada bilgi olmadığı, denetmen raporunda; davacının eşi ... "nin 7 yıl gibi uzun sayılacak bir sure annesiyle ikamet etmesine rağmen adreste tanınmadığı, boşandıktan sonra beyan ettiği diğer adreslerde de tanınmadığının tespit edildiği, akrabaları olan bayanın ... "nin eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığını söylemesi nedeniyle birlikte yaşadıkları sonucuna varıldığı, Mahkemece dinlenen tutanak tanığı O.Uysal"ın nedensiz beyanını değiştirdiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda; Mahkemece, adres, abonelik, seçim kayıtları araştırması yapıldığı ancak denetmen raporunun içeriği gözönüne alındığında toplanan delillerin kabule yeterli olmadığı görülmüştür.
    Mahkemece yapılacak iş; yukarıda izah edilen açıklamalar doğrultusunda; Kurumdan davacı ve eşinin Medula sistemindeki kayıtlarını, getirtmek ve adres bilgilerini sorgulamak, davacı ve eşinin Mudanya ve Bursa’da tespit edilen adreslerinde zabıta araştırması yaptırtarak adres beyanlarının doğruluğunu ve birlikte yaşama olgusunu sorgulamak, tüm delilleri topladıktan sonra sonuca göre karar vermek başka delil bulunamazsa davanın reddine karar vermekten ibarettir.
    O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi