
Esas No: 2011/1795
Karar No: 2011/7209
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1795 Esas 2011/7209 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/04/2010
NUMARASI : 2009/866-2010/196
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini; işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, cevap dilekçesi ile davanın yetkisiz mahkemede açıldığını; yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili Kadıköy İş Mahkemesine gönderilmesini davanın esası yönünden ise feshin geçerli nedene dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesine göre yetkili mahkemelerin Kadıköy ve Ankara İş Mahkemeleri olduğu, davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle tercih hakkının davalıya geçtiği gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine ve davalının tercih hakkını Kadıköy İş Mahkemesinden yana seçtiği belirtilerek dosyanın Kadıköy İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş;
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
5521 sayılı Kanun"un 5. maddesi iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri mahkemesinde de bakılabilir ve buna aykırı sözleşmede muteber sayılmaz.” kuralını koymuştur.
Somut olayda, davalı şirket merkezinin Kadıköy"de olduğu ve davacının çalıştığı işyerinin ise Ankara"da olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 5521 sayılı Kanun"un yukarıda belirtilen hükmüne göre davanın açıldığı İzmir İş Mahkemesinin yetkisiz olduğu açıktır. Davalı vekili dosyanın yetkili Kadıköy İş Mahkemesine, davacı vekili ise dosyanın yetkili Ankara İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
5521 sayılı Kanun"un 5. maddesi gerekçesinde düzenlemenin işçiyi korumak amacıyla yapıldığı ve kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Maddenin son cümlesinde söz konusu yetki kuralına aykırı sözleşmelerin geçersiz olacağının belirtilmiş olması düzenlemenin buyurucu nitelikte olduğunu ortaya koymaktadır.
Kamu düzenine ilişkin olduğu açık olan yetki kuralının Mahkemece re"sen gözetilmesi gereği karşısında davalı tarafın, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı yolunda yaptığı “itiraz”, mahkemeye bu hususu hatırlatmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir. Başka bir anlatımla, yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde davalı tarafın” itiraz hakkı” yoktur. Zira yetki konusunu mahkeme, yargılamanın her aşamasında re"sen gözönünde bulundurmak zorundadır.
İş Mahkemelerindeki yetki kuralı işçiyi korumak amacıyla düzenlendiğine ve mahkemece bu husus kendiliğinden gözetilmek zorunda olduğuna göre yetkili yer mahkemesini seçme hakkı her zaman işçiye ait olmalıdır. Bu nedenle davanın yetkisiz mahkemede açıldığından söz edilerek yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalı işverene geçmesi kanunun kamu düzenine ilişkin emredici hükmü karşısında mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi isabetli ise de, davacı vekilinin dosyanın yetkili Ankara İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmek suretiyle seçim hakkını kullandığı gözönünde bulundurularak dosyanın Ankara İş Mahkemesine gönderilmesi yerine seçim hakkının davalıya geçtiği gerekçesi ile dosyanın davalı vekilinin talebi doğrultusunda Kadıköy İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.