
Esas No: 2020/532
Karar No: 2021/555
Karar Tarihi: 21.06.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/532 Esas 2021/555 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/532 Esas
KARAR NO:2021/555
DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/10/2020
KARAR TARİHİ:21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka tarafından kredi borçlusu .... ve Tic. A.Ş. lehine ve diğer davalılar ... ile ...'in borçlu ve müteselsil kefaletiyle genel kredi sözleşmelerine istinaden açılan ve kullandırılan kredi hesabı 18/02/2020 tarihinde kat edildiğini, bunun üzerine borçlulara müvekkili banka tarafından hesap kat ihbarnamesi gönderildiğini, borçlulara gönderilen hesap kat ihtarnamesine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine bu defa .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından borçlu şirket ve kefiller aleyhinde icra takibine geçildiğini, davalıların borcun tamamına itiraz ettiğini, davalıların borcu itirazlarının sadece takibi sürüncemede bıraktırıp alacaklarının geç tahsil edilmesini sağlamak amacına yönelik olduğunu, zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş olduğunu ancak tarafların anlaşamadığını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamını, davalıların haksız olarak takibe itiraz etmiş olmaları nedeniyle yasa gereği %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalılar davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-.... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası
2-Sözleşme, ihtarname, ihtarname tebliğ evrakı
3-Banka kayıtları
4-Davalı şirketin ortaklarını gösterir ... kaydı
5-Davalının nüfus kayıt örneği
6-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 6.3 maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK'nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK'nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın "Eş Rızası" başlıklı 584/1.maddesinde; " ...Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır" hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; "ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz", hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
Tüm bu açıklamalarla birlikte mahkemece yapılması gereken; alanında uzman bankacı bilirkişiden hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp, kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacak bulunmasını ve bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve faizin gider vergisi işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarı ödemeler varsa tenkis edilerek saptanarak takip tarihindeki alacağın tespitini talep etmekdir.
... Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalıların asıl borçlu şirketin ortakları olduğu görülmüştür.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 08/05/2018 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, diğer davalıların 750.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından 8.240,76-TL alacağın ödenmesi hususunda ihtarname gönderildiği, banka tarafından gönderilen kat ihtarnamesin evrakında tarih bulunmadığı, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 21/02/2020 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine çıkan ihtarnamenin de 21/02/020 tarihinde iade edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 1 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 1 gün eklenmek suretiyle 23/02/2020 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının ....İcra Dairesinin ... esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan 8.240,76-TL asıl alacak 278,85-TL işlemiş faiz, 13,94-TL BSMV, olmak üzere toplam 8.533,55-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulardan ...'e 24/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlulara çıkartılan tebligatın iade edildiği, borçluların da süresi içerisinde 26/06/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK'nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 22/03/2021 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı banka ile davalı şirket arasında 750.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmeyi diğer davalılar ... ve ...'ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, ihtarnamenin muhatap şirket yetkilisinin gösterilen adresten ayrıldığı ve yeni adresinin de bilinemediği için tebligatın çıkış mercine 21/02/2020 tarihinde iade edildiğini, davalı kefiller ... ve ...'a yapılan tebligatların da 21/02/2020 tarihinde iade edildiğini, davalıların herhangi bir ticari defter, kayıt ve ödeme belgesi sunmadığını, sadece soyut beyanlarla borca itirazda bulunduklarını, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 750.000,00 TL olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarı 8.240,76 TL'sı kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceğini, takip tarihi itibariyle hesaplanan banka alacağının davalı kredi lehtarı şirketin sorumluluğu yönünden toplam alacağın 8.450,16-TL olduğunu, fazlaya ilişkin 83,39 TL reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 8.240,76 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %39,60 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte alacağın istenilebileceğini, takip tarihi itibariyle hesaplanan banka alacağının davalı kefillerin sorumluluğu yönünden; toplam alacağın 8.405,74-TLolduğunu, fazlaya ilişkin 127,81 TL reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 8.240,76 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %39,60 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte alacağın istenilebileceğini belirtmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefillere başvurulabileceği, kefillere yapılan tebligat da iade dönmekle sözleşmedeki adresine gönderildiği, sözleşmenin 3.5.2.8 ve 6.3 maddesi gereğince kefillere de tebliğ edilmiş sayıldığından temmerüdün gerçekleştiğinin kabulü gerektiği ve temerrüt fazinden sorumlu olduğu, temmerüt faizinin Yargıtay HGK'nun 2017/19-1650 Esas 2019/507 Karar nolu ilamı esas alınmak üzere davacının davalının kullandığı krediye uyguladığı akdi faiz oranın sözleşmenin 2.7.1. maddesi hükmü gereğince %50 fazlası esas alınnmak suretiyle (akdi faiz %26,40) temerrüt faizinin %39,60 olacağı, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
İcra İnkar Tazminatı yönünden; Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK'nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline; takibin 8.240,76-TL asıl alacak, 199,43-TL işlemiş faiz, 9,97-TL BSMV olmak üzere toplam 8.450,16-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39,6 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 1.690,03- TL icra inkar tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 577,23-TL harçtan, peşin alınan 152,05-TL harç mahsup edilerek kalan 425,18-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 152,05-TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı olmak üzere toplam 206,45-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 950,00-TL yargılama gideri kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 704,10-TL'lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.360,00-TL'nin Kabul-red oranına göre 1.007,90-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 352,10-TL'nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021
Katip ... Hakim ...
e-imzalıdır e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.