16. Hukuk Dairesi 2019/3220 E. , 2019/7034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1970 yılında yapılan kadastro sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, imar-ihya, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tescil istemiyle 22.12.2011 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişileri... ile ..."nın 22.05.2013 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 10.505,44 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 29.601,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden davacı lehine zilyetlikle iktisap koşulları oluştuğu gerekçesi ile bu kısımların davacı adına tesciline karar verilmiştir. Keşif sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan 22.05.2013 havale tarihli rapor içeriğinde, toplulaştırma çalışmaları sırasında dava ve temyize konu taşınmazların bulunduğu bölgenin idari yoldan 391 parsel olarak ihdas edildiği ve taşınmazın tapuda "davalı" olarak bırakıldığı belirtilmiştir. Şu halde eldeki dava, TMK"nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tapu kaydı oluşturulan taşınmazın içerisinde kalan kısımları yönünden davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Ne var ki; mahkemece sözü edilen parselin oluşumuna esas bilgi belgeler getirtilmemiş, idari yoldan oluşturulan taşınmazın haritası ile fen raporu çakıştırılmak sureti ile iddiaya konu taşınmaz bölümlerinin tamamının mı yoksa bir bölümünün mü tapu kaydı oluşturulan kısımda kaldığı belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle, 391 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna esas tüm bilgi ve belgeler (tescil bildirimi, krokisi, ihdasından itibaren tedavüllü tapu kayıtları vs.) getirtilmeli, bundan sonra sözü edilen taşınmaza ait kroki ile fen bilirkişi raporu çakıştırılmalı, davacının iddiasına konu taşınmaz bölümlerinin nerede kaldığı, bir başka ifade ile hangi kısımlarının tapulu taşınmaz içerisinde, hangi kısımlarının ise tescil harici taşınmaz içerisinde kaldığı belirlenmeli, tapulu taşınmaz içerisinde kalan bölüm veya bölümler yönünden davanın tapu iptali ve tescile dönüştüğü göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerledirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkeme bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ... ve ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.