12. Hukuk Dairesi 2014/9194 E. , 2014/12314 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2013
NUMARASI : 2013/1003-2013/1276
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun itfa edildiğinden bahisle takibin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İcra mahkemesi kararları, genel mahkemelerce verilen kararlar yönünden maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz ise de, icra mahkemesince aynı konuda verilen önceki karar, kesinleşmesi halinde, daha sonra verilmiş olan icra mahkemesi kararına karşı kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Gerek maddi, gerek şekli anlamda kesin hüküm dava şartlarından olmakla, hakim tarafından kendiliğinden gözetilir ve varlığı saptandığı takdirde bu nedenle davanın reddi gerekir. Ancak, davanın süre aşımı nedeniyle reddi kararı, usule ilişkin nihai bir karar olup, bu kararla dava açılmasıyla meydana gelmiş olan sonuçlar ortadan kalkar. Usule ilişkin nihai kararlar, dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında kesin hüküm teşkil etmezler. Başka bir ifadeyle dava şartlarının oluşmaması veya yerine getirilmemesinden ötürü bir davanın reddolunması, şartlar gerçekleştiğinde davanın açılmasına engel değildir.
Somut olayda borçlunun aynı sebebe dayalı olarak daha önce takibin iptali istemiyle icra mahkemesine yaptığı itirazın, mahkemece takibin kesinleşmesinden önceki devrede borcun ödendiğine ilişkin itiraz olarak değerlendirilerek 5 günlük hak düşürücü sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiği, esasının incelenmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle anılan karar incelenen şikayet yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Bu karar işin esasına ilişkin olmayıp, dava şartlarının yerine getirilmemesi nedenine dayanmaktadır. Bu nedenle Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 17.3.2008 tarih ve 2007/1252 Esas, 2008/209 Karar sayılı itirazın reddine ilişkin hükmü, incelenmekte olan şikayet bakımından HMK"nun 303. maddesinde öngörülen kesin hüküm niteliğini taşımaz.
Borçlu tarafından itiraz dilekçesine eklenen tarihsiz ibraname başlıklı belgenin incelenmesinden, itiraza konu takip dosyasına atıf yapılarak 140.000,00 TL toplam alacağın borçludan tahsil edildiği, söz konusu icra dosyası ve senetlerden dolayı borçlunun ibra edildiği, borçlunun takibe konu bonolarla ilgili tahsil ve cezaevi harcını ödemesi halinde bonoların borçluya iade edileceği anlaşılmakta olup, anılan ibranamenin alacaklı şirket temsilcisince imzalandığı ve bu ibranamedeki imzanın cevap dilekçesi ile alacaklı tarafça kabul edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilinin 29.3.2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile, borçlu tarafından sunulan ibraname başlıklı belgenin takipten sonra borçluya verildiği ve 140.000,00 TL asıl alacak dışında kalan feriler yönünden takibin devam ettiği ikrar edilmiş olduğundan, söz konusu belgenin İİK"nun 71. maddesi anlamında belge olduğu ve dosya borcunun tamamının ödendiğinin kabulü zorunludur.
O halde mahkemece borçlunun itfa şikayetinin kabulü ile İİK"nun 71/1. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.