Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/843
Karar No: 2021/1761
Karar Tarihi: 12.10.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/843 Esas 2021/1761 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/843 E.  ,  2021/1761 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16/04/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ile alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın alacak istemi yönünden kabulüne dair verilen 10/09/2019 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ile duruşmasız incelenmesini talep eden davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 12/10/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, davalı ile birlikte dava konusu taşınmazı 200.000TL bedelle edinmelerine rağmen 26.09.2012 tarihli satış sözleşmesinde 135.000TL gösterildiğini, taşınmazın alınması sırasında davalıya havale yoluyla 06.11.2011 tarihinde 52.000 € ve 10.01.2013 tarihinde 10.000 € gönderdiğini, taşınmazın 01.03.2013 tarihinde davalı adına tapu kaydının oluşturulduğunu, taşınmazın tüm bedelinin tarafından ödendiğini ileri sürerek taşınmazın tamamının adına tescilini veya taşınmazın 1/2 payının adına tescilini ve havale ettiği 140.000TL bedelin 1/2 oranına denk gelen 70.000TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle alınmasını; 11.02.2014 günlü ıslah dilekçesiyle de, taşınmazın 1/2 payının adına tescilini ve fazladan ödemiş olduğu 40.000TL"nin yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalı, davacının dayandığı sözleşmenin geçerli olmadığını, bedelin davacının davalıya olan borcu nedeniyle havale edildiğini, davacının taşınmaz ile ilgisinin bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılamada davacının dayanmış olduğu 26.09.2012 tarihli adi yazılı belgenin resmi şekle aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının 11.02.2014 tarihli ıslah dilekçesinde belirttiği 1/2 payın iptali ve tescili isteminin reddine, davacının bedele yönelik talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalıya fazladan ödediği 40.000TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı ve davalı vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.10.2016 tarihli 2016/6483 Esas, 8177 Karar sayılı ilamıyla 26.09.2012 tarihli sözleşmenin yazılı delil niteliğinde olduğu ve davalının sonradan bulduğunu ileri sürdüğü "Sevgili Dr. King" başlığı ile yazılan 16.03.2012 tarihli belge incelenerek bu hususta tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptali ve tescili isteminin reddine, davacının bedele yönelik talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalıya fazladan ödediği 40.000TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:
    İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
    İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
    Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m. 188) yemin (HMK m. 225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde hakimin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2015 tarihli, 2014/14-516 Esas, 2015/2838 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır ).
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalı tarafça sonradan bulunduğu iddia edilen 16.03.2012 tarihli "Sevgili Dr. King" başlığı ile yazılan belge davacı tarafça inkar edilmiş ve davacının imza ve yazı örnekleri alındıktan sonra 16/03/2012 tarihli belgenin altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve bu belgedeki yazıların davacıya ait olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, imzanın davacının elinden çıktığı, "Lieber Doktor King" hitaplı, 16.03.12 tarihli belge üzerinde yazılı bulunan yazı ve rakamların, dava dosyasındaki mevcut huzurda alınmış ve samimi mukayese yazı ve rakamlarına kıyasen; davacının elinden çıkmadığı, kanaatine varıldığının belirtildiği görülmüştür.
    Önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi 26.09.2012 tarihli sözleşme yazılı delil niteliğinde olduğundan davacı tapu iptal ve tescil davasını 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kanıtladığından dava konusu taşınmazın davalı adına tescilli 1/2 payının iptali davacı adına tesciline, tazminat talebi ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm davacı vekilini diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karar tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi