
Esas No: 2014/11413
Karar No: 2014/12932
Karar Tarihi: 30.04.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/11413 Esas 2014/12932 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çivril İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/58-2013/90
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlunun, ihalenin usulsüz olduğu iddiası ile feshini talep ettiği, mahkemece ihalenin usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Şikayetçinin ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu ve dilekçesinde bir çok fesih nedeni ileri sürdüğü halde mahkemece, şikayetin ihale sürecini uzatmaya yönelik olduğu ve ihalenin de usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, ancak hangi iddianın neden kabul edilmediği, istemin hangi nedenle reddine karar verildiği tek tek tartışılmamış, bir başka deyişle istemin reddine dair karar gerekçelendirilmemiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona paralel bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK"nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11620 Esas, 2006/659 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde; "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma,
açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.04.2010 gün ve 2010/11-195 E., 238 K. sayılı usül yönünden bozmayı kapsayan ilamının gerekçesinde aynen; "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir" ifadelerine yer verilmiştir.
Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan "Gerekçenin, ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği, yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir" şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.
Mahkemece belirtilen anayasal ve yasal düzenlemeler doğrultusunda, şikayetçi vekili tarafından ileri sürülen fesih sebeplerinin tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.