
Esas No: 2021/12002
Karar No: 2022/4791
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12002 Esas 2022/4791 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12002 E. , 2022/4791 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2021/1606-2021/1469
İlk Derece
Mahkemesi : ... 27. İş Mahkemesi
No : 2018/305-2021/143
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı şirket ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01/01/2002-01/04/2008 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen sürelerde hizmet akdiyle çalıştığının tespitini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı şirket vekili; davacının Kuruma bldirilen sürelerde davalı işyerinde çalışmış olduğu, ihtilaf konusu dönemde çalışmasının olmadığı, davacının tespitini istediği başlangıç tarihi itibariyle 12 yaşında olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili; hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirdiğinden çalışma olgusunun varlığının yöntemince araştırılması gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacının davalıya ait iş yerinde, 01/01/2002-01/04/2008 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GÖNDERME KARARI
Davalı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 30/05/2018 tarih ve 2017/2073 esas, 2018/912 karar sayılı kararı ile;" davacının, işe girdiği iddia edilen tarihlerde 12 yaşlarında olduğu, davacının yaşı itibarıyla işyerindeki yapılan işin vasfı nazara alınarak davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihteki çalışmasının çıraklık statüsünde olup olmadığının, 506 sayılı yasının 3/II-B maddesi gereğince uzun vadeli sigorta hükümlerine tabi bir çalışma olup olmadığının araştırılmadığı, " gerekçesiyle, “HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava dilekçesindeki taleplerle ilgili yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmiştir.
C-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GÖNDERME KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ HÜKMÜ
İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesi ilk hükümdeki gibi, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2021 tarih ve 2021/1606 Esas ve 2021/1469 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usule ve esasa ilişkin hukuka aykırılık bulunmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile davada hak düşürücü sürenin geçirildiği, davacı tarafın yaşının göz önünde tutulmadığı ve hükme esas alınan davacı tarafından ibraz edilen fotoğraflarda “2002” yılının belirtilmiş olmasının fotoğraf makinası hatasından kaynaklanıyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olacağı, fotoğrafların davacının Kurumda çalışma kaydının bulunduğu, ihtilafsız döneme ilişkin de olabileceği, davacının çıraklık statüsünün araştırılmadığı, ihtilaf konusu tüm dönemde davalı işyerinde çalışma kaydı bulunmayan tanık beyanlarına itibar edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği özet olarak belirtilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile Kurumun yasal hasım olup aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiş olmasının hakkaniyete aykırı olduğu özet olarak belirtilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, İlk Derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ile birlikte; mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, gerektiğinde tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek çalışma olgusu hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
İnceleme konusu dosyada; 10.02.1990 doğum tarihli olan davacının hizmet cetvelinde 10/04/2008-16/09/2012 tarihleri arasında davalı işyerince Kuruma hizmet bildirildiği, davalı işyerinin 20/09/2000 tarihinden itibaren Kanun kapsamında olduğu, ihtilaf konusu döneme ait bordroların getirtildiği, ... 27. İş Mahkemesi’nin 2013/570 Esas sayılı dosyası kapsamında davacının işçilik alacağı davası açmış olup dosya içeriğinin eldeki dosyaya getirtilmediği, davacı tarafından üzerinde 17/02/2002 ve 22/02/2002 tarihleri kayıtlı olan ve davalı işyerinde çalıştığını gösteren fotoğrafların sunulduğu, duruşmalarda bir kısmı bordrolu işyeri çalışanı da olan tanıkların dinlendiği, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı sonrası daha önce yine duruşmalarda dinlenmiş olan bordrolu tanıkların dinlendiği ve toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesi yazılı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, ihtilaf konusu hizmet talebi başlangıç tarihi itibariyle 12 yaşında olan davacının eğitim durumu araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan hükme esas alınan ve duruşmalarda dinlenen tanıkların, ihtilaf konusu tüm dönemi kapsayan tanık niteliğinde olmadıkları anlaşılmakla bu tanıkların Yargıtay'ın aradığı nitelikte tanık olmaması nedeniyle bunların beyanları ile yetinilmek suretiyle ve de işçilik alacağı dosyası içeriğinde yer alan kayıt ve belgeler getirtilmeden Mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş, davacının talep ettiği dönemde okul durumu, eğitimine devam edip etmediği, bu kapsamda staj yapıp yapmadığı araştırılmalı, davacının diploma örneği de eklenmek suretiyle davacının mezun olduğu okuldan eğitim ve staj bilgileri sorulmalı, davalı iş yerinden özellikle 2002 yılı dönemi içerisinde çalışma kaydı bulunan bordrolu çalışan ...’nın ve tespit edilecek diğer yıllar dönem bordrolu çalışanlarının tanık olarak beyanlarına başvurulmalı, çalışmanın niteliği ve gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı olarak ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir .
Kabule göre de; talep başlangıcı itibariyle 12 yaşında olan davacı yönünden 506 sayılı Yasanın 60/ G maddesinin gözetilmemesi isabetli bulunmamıştır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34.Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.