11. Hukuk Dairesi 2016/6594 E. , 2018/1131 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında görülen davada .... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/12/2015 tarih ve 2014/369-2015/338 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 43. sınıftaki hizmetler için ...." ibareli marka başvurusunda bulunduğunu,....tarafından "" ibareli marka mesnet gösterilerek müvekkili başvurusunun 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi uyarınca reddedildiğini, başvurusu olan "" markasının tanınmış olduğunu, dünyanın pek çok ülkesinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı markasının tescilinin kötü niyetli olduğunu, kötüniyetli tescilin müvekkilinin tescilini engelleyemeyeceğini, ..... Sözleşmesinin 1. mük. 6. maddesi uyarınca tanınmış markaların diğer birlik ülkelerinde de korunması gerektiğini belirterek marka başvurusunu reddeden Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, alınan kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin 5 yılı aşkın süredir "...." markası ile restoran işi yaptığını ve söz konusu marka ile ....’de bilinirliğe kavuştuğunu, davacının "...." markasının ise 30 ve 35. sınıflarda tescilli olduğunu, davacının 2013 yılında 43. sınıf için yaptığı başvurunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının tanınmışlığının çikolata ürününe ilişkin olduğunu, davacının öncelik hakkı kabul edilse dahi bunun 30 ve 35. sınıflarda olduğunu, "...." markasının bir efsaneden doğduğunu, davacı tarafından uydurulmuş bir kelime olmadığını, bu nedenle de ibarenin davacının tekeline verilemeyeceğini, davacının .....’de ilk
.../...
mağazasını 2010 yılında açtığını ve 2013 yılında markası tanınmışlık başvurusunda bulunduğunu, ne açılan mağazanın ne de tanınmışlık başvurusunun 43. sınıfa ilişkin olmadığını, müvekkilinin restoran sektöründeki marka kullanımının kötü niyetli olduğu iddiasına itibar edilemeyeceğini, müvekkilinin "....." markasını hizmet sektöründe kullandığını, adisyonlar ve tabela dışında markanın herhangi bir ürün üzerinde mal markası olarak kullanılmadığını, ayrıca müvekkilinin markasının 2008 tarihli olduğunu ve bu tarihte tanınmış bir "...." markası bulunmadığını, müvekkilinin davacıdan farklı bir sınıftaki tescilinin kötü niyetli olamayacağını, aksine sırf tanınmışlık iddiası ile "...." markasını 43. sınıfta tescil ettirmeye çalışan davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket tarafından davacının yapmış olduğu başvuruya herhangi bir itirazının bulunmadığı, başvuruya itirazı bulunmayan davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine; davacı marka başvurusu ile redde mesnet markanın 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi anlamında ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, gerçek hak sahipliğinin ya da tanınmışlığın KHK 7/son ya da 7/1-ı maddeleri kapsamında davacıya bir hak bahşetmeyeceği, tescil engeli içeren marka hükümden düşmedikçe davacı markasının tescil edilemeyeceği gerekçesiyle davalı ..... bakımından davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....