15. Ceza Dairesi 2021/868 E. , 2021/2900 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ...’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/222 esas, 2018/459 sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/11/2020 gün ve 94660652-105-34-12841-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/01/2021 gün ve 2020/106911 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklindeki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun"un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Dosya kapsamına göre, 21/05/2018 havale tarihli uzlaşma raporuna göre müştekinin 2.000,00 Türk lirası ödeme yapması halinde uzlaşmayı kabul ettiği, ancak sanığın bilinen son adresine PTT marifetiyle çağrı mektubu ve uzlaşma teklif formu gönderildiği ve bila tebliğ iade edildiği, sanığın "Mernis" adresi tespit edilmek suretiyle tebliğ işlemlerinin yapılması gerektiği, usulsüz tebligata dayalı olarak uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen rapor esas alınarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/6. maddesi ve bu maddeyle aynı doğrultuda düzenleme içeren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği"nin 7/12 ve 31/7. maddeleri uyarınca, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmeden muhakemeye devam olunacağı düzenleme altına alınmış olup incelenen dosya kapsamına göre, hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK"nın 157/1 maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün Dairemizin 26/04/2017 tarih ve 2015/4727-2017/10017 E-K sayılı ilâmıyla, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik doğrultusunda uzlaştırma işlemleri için gereği yapılmak üzere bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırmacı tarafından düzenlenen 21/05/2018 havale tarihli uzlaştırma raporuna göre, 20.000 TL ödeme yapılması halinde uzlaşabileceğini katılanın beyan ettiği, hükümlünün de sorgusunda beyan ettiği adresine uzlaşma teklif formu tebliğe çıkarılmasına karşın adresinden taşındığından bahisle evrakın tebliğ edilememesi nedeniyle uzlaşmanın teklif aşamasında sonlandırıldığı ve görüşmelere geçilemediğinin belirtildiği, bunun üzerine mahkemece yeniden tesis edilen mahkumiyet hükmünün usulüne uygun bir şekilde kesinleştirilerek infaza verildiğinin anlaşılması karşısında, uzlaştırmacı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu vasıtasıyla hükümlünün sorgusunda beyan ettiği adresine uzlaştırma davetiyesi tebliğe çıkarıldığından ve yukarıda zikrolunan yasal düzenlemelerdeki koşul gerçekleştiği cihetle, uzlaştırma işleminin teklif aşamasında sonlandırılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, dolayısıyla kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden, İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarih ve 2017/222-2018/459 E-K sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 15/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.