Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/302
Karar No: 2022/4241
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/302 Esas 2022/4241 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/302 E.  ,  2022/4241 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemes : ... 1. İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili ile davalılardan ... vekili ile Mapfre Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince, istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra Tetkik Hakimi Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı Kurum vekili; kurum sigortalısı ...'in İnegöl ... Mobilya Tekstil İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne ait... plaka sayılı aracın 25.01.2015 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazasında iş kazası sonucu vefat ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü ... ile sürücü yanında yolcu olarak oturan ...'nın İnegöl ... Mob....Şti nin ortakları olduğunu, ...plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı ... tarafından mali mesuliyet sigortalısı olduğunu, Kurum tarafından sigortalının hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, ödeme yapıldığını, toplam 183.057,43 TL. Kurum zararının oluştuğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL Kurum zararının sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olacağı gözetilmek suretiyle davalılardan kusurları nispetinde tahsilini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... ve ... vekili; müvekkillerinin dava dışı İnegöl ... Mob. Ltd. Şti.'nin ortakları olduğunu, bu yönüyle de davaya karşı husumet itirazında bulunduklarını, kazanın meydana gelişinde müvekkillerinin hiçbir kusur ve ihmali olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... şirket vekili; yapılan ödemeler sebebiyle iş bu davaya konu kurum alacağından müvekkili şirketin sorumlu olduğu tutarın bakiye poliçe limiti olan 139.285,15 TL. olduğunu, bu tutarı aşan bir zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, “...Dava; 25.01.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden kurum sigortalısı ...'in haksahiplerine yapılan ödemeler nedeniyle oluşan kurum zararının tazmini taleplidir.
    Aynı kazada vefat eden...'un haksahiplerine bağlanan gelir ve diğer ödemelerden oluşan kurum zararının tazmini için dosyamız davalıları aleyhine açılan rücu davasının 6. İş Mahkemesinin 2017/337 E. Sayılı dosyasında kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapıldığı, dosyanın halen derdest olduğu Uyap ortamından celbedilen 6. İş Mahkemesi dosyası evraklarından anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamından 25.01.2015 tarihinde dava dışı İnegöl ... Mob....Ltd. Şti. ortağı ... idaresindeki işverene ait... plaka sayılı aracın ... İstikametinden İnegöl İlçesi istikametine doğru seyir halinde iken ... ... yolunun 32. km.sinde sürücünün direksiyon hakimiyetine kaybetmesi sonucu meydana gelen ölümlü yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kurum tarafından olayın iş kazası olarak nitelindirildiği, davacı kurum tarafından iş davanın konusunu oluşturan kazada vefat eden ...'in haksahiplerine bağlanan aylıklardan oluşan kurum zararının kazada kusurlu olduklarından bahisle davalılardan rücuan tahsilinin talep edildiği ,kurum tarafından sigortalı vefat eden ...'in haksahibine 183.057,43 TL. tutarda peşin değerli gelir bağlandığı sabittir.
    Kazanın meydana gelişindeki kusur oran ve aidiyetinin belirlenmesinde iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden en son alınan 04.12.2018 tarihli raporda kazanın oluşunda İnegöl ... Mobilya Tekstil İnş. San. Ve Tic. Ltd.Şti. Ortağı ve kazaya sebep olan... plaka sayılı aracın sürücüsü davalı ...'in %80, yine aynı şirket ortağı davalı ...'nın %10, kazazede işçinin %10 oranında kusurlu olduğu bu bağlamda işveren yetkilileri olan davalı şahısların davaya konu kurum zararının meydana gelişinde toplamda %90 kusurlu oldukları kabul edilmiş, kaza tarihi itibariyle ...plaka sayılı aracın kazalara karşı sigortalı olduğu davalı ... şirketinin davaya konu kurum alacağından sorumluluğu sürücü kusurundan sürücü ile birlikte poliçe limiti dahilinde müşterek müteselsil sorumlu olup, davalı ... şirketinin söz konusu kazaya karışan... plaka sayılı aracı sigorta etmesi sebebiyle kişi başına Sakatlanma/ölüm teminatı olarak 290,000,00 TL nın belirlendiği, sigorta şirketi tarafından vefat eden işçinin hak sahibi Merve Sevinç'e 150.714,85 TL. ödendiği, ödenen tutarın mahsubu ile bakiye 139.285,15 TL. Poliçe limitinin kaldığı anlaşılmıştır.
    Bu haliyle kaza tarihi itibariyle davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur. 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası Ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin Ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir denilmektedir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Bu itibarla kurum alacağının belirlenmesinde alınan hesap raporunda ; 5510 sayılı Yasa'nın 21. maddesindeki maddi ve hukuki olgular doğrultusunda yapılan hesaplama sonucu kurumun sigortalının haksahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler yönünden davalılardan talep edebileceği miktarın 164,751,69 TL. olacağı tespit edilmekle, sigorta şirketinin davalı sürücü ...'in kusuru oranında ancak poliçe limiti dahilinde (bakiye limit 139.285,15 TL.) kurum alacağından sorumlu olduğu belirlenmekle fazla haklar saklı tutularak talep gibi davanın kabulüne..” gerekçesiyle,
    “Davanın kabulü ile; 10.000,00 TL peşin sermaye değerinin 29/12/2015 tahsis onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen (sigorta şirketinin sorumluluğu limitiyle sınırlı olmak suretiyle) alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına” karar verilmiştir.
    Davacı Kurum vekili; sigortalıya verilen kusurun fazla olduğunu, işverenlerin %100 kusurlu olduğunu, kurum alacağının bu kusur oranına göre hesap edilmesi gerektiğini belirterek ,
    Davalı ... şirket vekili; ... 6. İş Mahkemesinin 2017/337 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu ile bu dosyadaki kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkilinin davalı ...'nın kusurundan sorumlu olmadığını, hesap raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve 5510 sy 21/4. maddesi uygulanarak hesaplamanın yapılması gerektiğini belirterek,
    Davalı ... vekili; kaza tarihinde müvekkilinin şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, kazadan sonra müdürlük ve ortaklıktan ayrıldığını, davanın müvekkili yönünden pasif husumetten reddi gerektiğini, kusur raporunun iş güvenliği mevzuatına göre değil karayolları trafik kanuna göre belirlendiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, 5510 sy 21/4. maddesi uygulanarak hesaplamanın yapılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    Bölge Adliye Mahkemesince, ... 1. İş Mahkemesi'nin 28/01/2020 tarihli, 2018/301 Esas-2020/16 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı Kurum vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı kurum vekili özetle, sigortalıya verilen kusur oranının hatalı olup, davanın %100 kusur üzerinden kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı ... ve ... vekili özetle; kaza tarihinde müvekkillerinin şirketin ortağı ve müdürü oldukları, işveren olmadıkları, davanın müvekkili yönünden pasif husumetten reddi gerektiğini, kusur raporunun iş güvenliği mevzuatına göre değil karayolları trafik kanuna göre belirlendiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, 5510 sy 21/4. maddesi uygulanarak hesaplamanın yapılması gerektiği, davalıların sorumluluklarının müteselsilen olamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Davacı Kurum, 25.01.2015 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve hastane masrafları nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili istemli eldeki davayı açmış olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanununun 21.maddesidir.
    5510 sayılı Kanun'un “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile işveren davalının, Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
    Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.
    Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile birlikte iş kazası tarihinde yürürlükte bulunan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Anılan Kanunlarda; İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar, denilmekte, böylece, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır;
    Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) ortak Komisyonunda işçi sağlığının esasları: Bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır. Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2006 gün ve E: 2006/10-696, K: 2006/704 sayılı kararı).
    6331 sayılı Kanunun "Risklerden korunma ilkeleri" başlıklı 5. maddesinde, İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde; "a)Risklerden kaçınmak. b)Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek. c)Risklerle kaynağında mücadele etmek. ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek. d)Teknik gelişmelere uyum sağlamak. e)Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. f)Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek. g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek." ilkelerinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilirken,
    Anılan Kanunun "Çalışanların yükümlülükleri" başlıklı 19. maddesinde, "Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü oldukları ve çalışanların işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda; a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak" yükümlülüğü bulunduğu belirtilmiştir.
    5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
    İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; maddi olayın özellikleri dikkate alınarak, ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Eldeki davada ise, dava dışı İnegöl ... Mobilya Ltd.Şti.’de mobilya montaj işçisi olarak çalışan sigortalı,yine anılan işveren şirkete ait ve şirket ortaklarından ...’in sürücülüğünü yaptığı binek aracında aralarında diğer davalı şirket ortağı ... da dahil 6 kişi olduğu halde,bir mobilya fuarından dönerlerken tek taraflı trafik kazası neticesinde arka koltukta 4 kişi halinde bulundukları belirtilen sigortalı ... ile yine aynı işyeri çalışanı...’un vefat ettiği trafik iş kazasına ilişkin olarak, aynı kazada vefat eden diğer sigortalı... ile ilgili olarak Kurum tarafından davalılara karşı açılan ve ... 13. İş Mahkemesinin E.2020/83 esasa rücu dava dosyası içeriği de gözetilmek suretiyle varsa çelişkiler de giderilmek suretiyle uzman olan bilirkişi heyetinden yeniden oluşan uygun kusur raporu alınmak suretiyle kusur oran ve aidiyetleri belirlenmeli,bu belirleme yapılırken olayın oluş biçimi de gözetilip maddi olgu belirlenmek suretiyle ve bu kapsamda dava dışı işverenliğin kusuru da irdelenmelidir.
    2-Davalı gerçek kişilerin işveren vekili mi 3. kişi mi oldukları hususu belirlenmeli,anılan gerçek kişi davalıların temyizleri de gözetilmek suretiyle 5510 sayılı Yasanın 21/1. ve 21/4. maddeleri kapsamında sorumlulukları belirlenmelidir.
    3-Kabule göre de; davacı Kurumun dava dilekçesinde alacağın, tahsilinde davalıların kusurları nispetinde tahsilini talep ettiği ve teselsüle dayanmadığı anlaşıldığından, Mahkemece talep aşılmak suretiyle teselsüle dayalı hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
    O hâlde, davacı Kurum vekili ile davalılardan ... ve ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi