10. Ceza Dairesi 2014/3271 E. , 2019/297 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : İnfaz kurumuna veya tutukevine kullanmak için uyuşturucu madde sokma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Mahkeme tarafından, dava dosyası içerisinde ve temyiz dilekçesi ekinde vekaletname ve herhangi bir yetki belgesine rastlanılmadığı, temyiz dilekçesi üzerinde hakim havale yazısının bulunmadığı ve sanık müdafiinin herhangi bir duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle, sanık müdafiinin temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de; dosyaya sonradan konulan 28.05.2007 tarihli vekaletnameye göre sanık müdafiinin temyiz dilekçesini verdiği 20.11.2013 tarihinde sanığın vekili olduğu, söz konusu temyiz dilekçesinin 20.11.2013 tarihinde havalesinin yapıldığı ve Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin temyiz defterinin 2013/135 sırasına 21.11.2013 tarihinde kaydının yapılmış olduğu anlaşıldığından, mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun olarak verdiği 26.11.2013 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, üzerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen ancak alınan hastane tahlil raporlarına göre uyuşturucu madde kullandığı anlaşılan sanığın atılı suçu uyuşturucu maddeyi ceza infaz kurumuna sokarak işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz ederken, kurum dışında da uyuşturucu madde kullanma ihtimali bulunduğundan, sanık lehine hareket edilerek, sanığın sabit olan eylemlerinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu dikkate alınarak, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işlediği aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları dikkate alınmaksızın, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 15/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.