
Esas No: 2018/3648
Karar No: 2022/1807
Karar Tarihi: 17.03.2022
Danıştay 8. Daire 2018/3648 Esas 2022/1807 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2018/3648 E. , 2022/1807 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3648
Karar No : 2022/1807
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından; davacı adına düzenlenen … tarih ve … sıra nolu …-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla; dava dilekçesinde dava konusu ödeme emrinin 11/12/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinin belirtildiği, ödeme emrinin 11/12/2017 tarihinde tebliği üzerine 7 gün içinde en geç 18/12/2017 (son gün tatile rastladığı için) tarihine kadar ödeme emrinin iptali için dava açılması gerekirken 05/02/2018 tarihinde açıldığı anlaşılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı; öte yandan davacı tarafından, 11/12/2017 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine dava açmadan önce 20/12/2017 tarihinde itiraz edildiği ve itiraz başvurusunun 05/01/2018 tarihli işlemle reddedildiği görülmüş ise de, itirazın reddedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin tebliğinden sonra 7 gün içerisinde de dava açılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu ödeme emrinin 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesinde yer alan zorunlu unsurları içermediği, Anayasa'nın 40. maddesinde yer alan yükümlülüğe aykırı şekilde tesis edilen dava konusu işleme karşı açılan davada genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarece savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket tarafından; davalı belediye sınırları dahilinde muhtelif cadde ve sokaklarda elektrik hattı kazı çalışması sonrasında açılan tranşa alanlarının kilit taşı üst kaplama ve asfalt kaplama işlerinin belediyece yapıldığı ve oluşan zarar bedelinin ödenmediğinden bahisle kamu alacağının takip ve tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sıra nolu, ..-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş; 40. maddesinin 2. fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde, bir ödeme emrinde bulunması gereken hususlar ve ibareler sayılmakla birlikte, ödeme emrinin tebliği üzerine hangi yargı yerine veya makama başvurulması gerektiği ve başvurunun süresinin ne olduğu yolunda bir belirleme bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte Kanun'un 58. maddesinde, ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceği belirtilerek, dava açma süresi, idari yargıda kabul edilen otuz ve altmış günlük sürelerden farklı şekilde yedi gün olarak belirlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, davaya konu ödeme emrinin 08/12/2017 tarihinde davacıya tebliği üzerine 05/02/2018 tarihinde bu davanın açıldığı; söz konusu ödeme emrinde, dava açma süresi hakkında hiçbir bilgiye yer verilmediği anlaşılmaktadır.
İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anayasa'nın 40. madde hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının bildirilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu haliyle, özel yasasında yer alan düzenleme gereği tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava konusu edilmesi gereken dava konusu işlemin içeriğinde, Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olarak kanun yoluna başvurma süresinin gösterilmemiş olması nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren genel dava açma süresi olan altmış gün içinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakla davanın süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda; süre aşımı nedeniyle davayı reddeden İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.