Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2021/5030
Karar No: 2022/1099
Karar Tarihi: 17.03.2022

Danıştay 13. Daire 2021/5030 Esas 2022/1099 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2021/5030 E.  ,  2022/1099 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2021/5030
    Karar No:2022/1099


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Daire Müdürlüğü

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.'den (eski unvan: … Televizyonu Dijital Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.) tahsil edilemeyen amme alacağının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un Mükerrer 35. maddesi uyarınca, kanunî temsilci sıfatıyla davacıdan tahsiline ilişkin olarak düzenlenen … tarih ve … sayılı 286,871.59-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; 25/02/2008 tarih ve 7006 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'ndeki ilana göre, davacının eski unvanıyla … Televizyonu Dijital Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu üyeliğine atanmasıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili hâle getirildiği, 23/05/2014 tarihli genel kurul kararıyla hisselerini devrettiğinin ve yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğinin 29/05/2014 tarih ve 8579 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği, 2013 yılına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kararlarıyla anılan şirket adına tesis edilen idari para cezalarının yasal sürede ödenmemesi üzerine … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı ödeme emirleri düzenlenmek suretiyle şirket hakkında cebr-i icra işlemlerinin başlatıldığı, söz konusu ödeme emirlerinin anılan şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmaları sonucunda söz konusu ödeme emirlerine dahil olan alacakların asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin tespit edildiği, bunun üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği; davacının yönetim kurulu üyesi sıfatı ile temsile ve ilzama yetkili olduğu dönemde tahakkuk eden ve asıl borçlu şirketten tahsiline olanak bulunmadığı anlaşılan para cezalarının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesi uyarınca davacı hakkında düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nce; asıl borçlu şirket adına RTÜK tarafından verilen 2013 yılına ilişkin idari para cezalarının ödenmemesi üzerine söz konusu alacağın asıl borçlu şirketten tahsili için … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararında … tarih ve … sayılı ödeme emrinin sehven yazıldığı anlaşıldığından, belirtilen hata düzeltilerek, İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hisselerini devretmesinin ardından, 18/11/2014 tarihinde 6552 sayılı Kanun kapsamında şirket borçlarının yapılandırıldığı, yapılandırma neticesinde yeni bir hukukî durumun ve yeni bir borç ilişkisinin ortaya çıktığı, bu sebeple ödeme emrine konu borç ile ilgisinin bulunmadığı, tüm hisselerini devretmiş olduğundan dava konusu ödeme emrine dahil idari para cezalarının vade tarihinde asıl borçlu şirket ile bağının kalmadığı, ödeme emrine konu alacakların zamanaşımına uğradığı, söz konusu alacağın tahsiline yönelik yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Davacı, eski unvanı … Televizyonu Dijital Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. olan … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.'de 25/02/2008 tarihinden hisselerini devrettiği 22/05/2014 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı görevinde bulunmuştur.
    29/05/2014 tarih ve 8579 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde, davacının hisslerini devrettiği ve kanunî temsilcilik sıfatının sona erdiği ilan edilmiştir.
    30/09/2016 tarihinde davalı idare kayıtlarına giren dilekçe ile, dava konusu ödeme emrine dahil olan 2013 yılına ilişkin RTÜK idari para cezalarını da kapsayacak şekilde anılan şirketin borçları yapılandırılmıştır.


    Yapılandırılan söz konusu borçlara ilişkin ikinci taksidin, vade tarihi geldiği hâlde ödenmemesi sebebiyle yapılandırma işlemi iptal edilmiştir.
    2013 yılına ilişkin RTÜK idari para cezalarının asıl borçlu şirketten tahsil imkânı bulunmadığından bahisle davacı adına kanunî temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirleri düzenlenmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un Mükerrer 35. maddesinde, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
    " kuralı yer almaktadır.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Yönetim ve Temsil" başlıklı 365. maddesinde "Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Kanundaki istisnai hükümler saklıdır.", "Yönetimin Devri" başlıklı 367. maddesinde "Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir. (2) Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.", "Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü" başlıklı 369. maddesinde ise "Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar." kuralına yer verilmiştir.
    6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun'un "Kapsam ve Tanımlar" başlıklı 1. maddesinde "Bu Kanun hükümleri; .. b) ... 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ... gereğince verilen idarî para cezaları hakkında uygulanır.", "Ortak hükümler" başlıklı 10. maddesinde "... (6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır." kuralı yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesinde, amme alacaklarının tahsili bakımından kanunî temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu madde gereğince bir tüzel kişiden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından bu tüzel kişinin kanunî temsilcisi sorumlu tutulabilecektir.
    Temsilci, başkasının nam ve hesabına hareket ederek ve irade beyanında bulunarak, temsil ettiği kişiyi hak sahibi veya borçlu kılabilen kişidir. Temsil yetkisinin kanundan kaynaklanması durumunda kanunî temsil söz konusu olur. Böyle bir yetkiye sahip kişi ise kanunî temsilcidir. Öte yandan, ancak gerçek kişiler kanunî temsilci olabilir. Kanunî temsilcilerin yetkilerinin sınırı ve bu yetkilerinden kaynaklanan sorumlulukları kanunla belirlenmiştir. Bu sebeple, kaynağını kanundan alan kanunî temsil durumunda, temsil edilenin istek ve iradesi kanunî temsilci olarak görev yapan kişiyi bağlamamaktadır. (Turgut CANDAN, Kanuni Temsilcinin Vergi ve Diğer Kamu Alacaklarından Sorumluluğu, Maliye ve Hukuk Yayınları, 2006, Ankara, s.7)
    Hukuk düzenince tüzel kişilik vasfı tanınan ticarî şirketlerin hukukî iş ve işlemleri, bunlar adına bunların idaresinden sorumlu gerçek kişiler tarafından yapılır. Şirketin kanunî temsilcisi sayılan bu gerçek kişiler; temsil ettikleri tüzel kişiliğin hukukî işlemlerini yürütmek, personelini ve mal varlığını idare etmek, yatırım ve faaliyetlerinin yönünü tayin etmek, iktisadî ve mâlî durumunun gerektirdiği tedbirleri almak gibi imkân ve kudreti haizdirler. Bununla bağlantılı olarak, şirketin kamusal ödevlerini ifa etmek ve kamuya olan borçlarını kanunî süreleri içinde ödemek de kanunî temsilcinin temel ödevleri arasındadır.
    Kanunî temsilci, kamu alacağının doğmasına yol açan işlem veya fiilin nihaî sorumluluğunu taşıyan kişi olup sahip olduğu imkân ve gücü kullanarak, alacağı doğuran işlem veya fiilin ortaya çıkmasını önleyebilecek veya doğan kamu alacağının ödenmesini temin edebilecek en etkin konumdaki kişidir. Bu nedenle, ticarî şirketleri yöneten, şirketi temsilen iş ve işlemler yapan ve zararı doğuran olayın gerçekleştiği tarihte görev yapan kanunî temsilci, kamu alacağının doğmasına yol açan işlem veya fiilin sorumluluğunu taşıyan kişi olduğundan ve sahip olduğu imkân ve gücü kullanarak, alacağı doğuran işlem veya fiilin ortaya çıkmasını önleyebilecek en etkin kişi konumunda bulunduğundan, şirketten tahsil imkânı bulunmayan kamu alacaklarından müteselsil sorumluluk esasına göre sorumlu tutulması gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden, eski unvanı … Televizyonu Dijital Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. olan … Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.'nin 08/02/2008 tarihli Ana Sözleşmesi'nde "Şirketi Temsil ve İlzam Yönetim Kurulu Üyelerinin Görev Taksimi" başlıklı 8. maddesinde, davacının kanuni temsil yetkisine ilişkin olarak "Yönetim Kurulunun temsil ve yetki paylaşımında şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı … tek başına şirketi her hususta ahzu kabza, temsil ve ilzama yetkilidir" düzenlenmesinin bulunduğu, bu hususun 25/02/2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiği, davacının hisselerini devrettiği 22/05/2014 tarihine kadar kanuni temsil yetkisini sürdüğü, 22/05/2014 tarihinde şirkette bulunan tüm hisselerini devrettiği, devir işleminin ardından 30/09/2016 tarihinde, hisseleri devralan kişi tarafından şirket adına, dava konusu ödeme emrine dahil 2013 yılına ilişkin RTÜK idari para cezalarını da kapsayan şirket borçlarının, 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yapılandırılan söz konusu borçlara ilişkin ikinci taksidin, vade tarihi geldiği hâlde ödenmemesi sebebiyle yapılandırma işleminin 28/07/2017 tarihinde iptal edildiği, davacının kanuni temsilci olduğu 2013 dönemine ilişkin RTÜK idari para cezalarının, asıl borçlu şirketten tahsil imkânı bulunmadığından bahisle 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesi uyarınca davacıdan tahsili amacıyla 27/02/2019 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmüştür.
    Uyuşmazlık, 2008-2014 yılları arasında şirketin kanuni temsilcisi olan davacının, tüm hisselerini devretmesinin ardından şirket borçlarının yapılandırılmış olması karşısında, dava konusu ödeme emri içeriğindeki 2013 yılına ait idari para cezalarından kaynaklanan sorumluluğunun, 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesi kapsamında devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
    6736 sayılı Kanun'un genel gerekçesine bakıldığında, yatırımların arttırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararları desteklemek, müteşebbislerin iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkan sağlamak için; özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılarak borçlara taksitle ödeme imkânı getirilmesi, ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi amaçlarıyla bu Kanun'un hazırlandığı, anılan Kanun'un 1. maddesinin (b) bendinde, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezalarının da yapılandırma kapsamında bulunduğunun kurala bağlandığı, dava konusu ödeme emri içeriği borçların da anılan idari para cezalarından kaynaklandığı ve şirket adına yapılan yapılandırmaya dahil edildiği, söz konusu borçların yapılandırıldığına dair, cevap dilekçesi ekinde sunulan "Detaylı Ödeme Planı Yapılandırma Tablosu" incelendiğinde borçların tutarı, vadesi ve döneminin değiştiği anlaşılmaktadır.
    Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu ödeme emrine dahil borçların doğduğu tarihte kanuni temsilci olan davacının söz konusu amme alacağının ödenmesinden sorumlu olduğu, zira kanuni temsilcinin 6183 sayılı Kanun'un Mükerrer 35. maddesi uyarınca sorumlu tutulması için, kamu alacağının doğduğu ya da ödenmesi gerektiği zamanda kanunî temsilci olarak görev yapması yeterli ise de, söz konusu ödeme emrine dahil borçların 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı, yapılandırma sonrasında bu borçların tutarı, vadesi ve döneminin değiştiği de göz önüne alındığında; yapılandırma ile yeni bir hukukî durumun ortaya çıktığı, söz konusu yeni hukukî durum sebebiyle, yapılandırma başvurusunda bulunulan ancak vadesi geldiği hâlde taksitleri ödenmeyen kamu alacağından yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi bulunmayan davacının sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmış olup, yapılandırmanın ihlâl edilmesi nedeniyle iptal edilmiş olması da belirtilen duruma ilişkin olarak herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.
    Bu durumda, uyuşmazlık konusu ödeme emri içeriğine ait borçların asıl borçlu şirketin 6736 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvurusuna istinaden yapılandırıldığı tarihte ve yapılandırma koşullarının ihlâl edilmesi nedeniyle yapılandırmanın iptal edildiği tarihte şirketin kanunî temsilcisi olmayan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 08/03/2017 tarih ve E:2016/1150, K:2017/120 sayılı, 07/02/2018 tarih ve E:2017/703, K:2018/718 sayılı, 02/10/2019 tarih ve E:2019/725, K:2019/679 sayılı, 18/11/2020 tarih ve E:2019/1594, K:2020/1267 sayılı, 24/11/2021 tarih ve E:2020/670, K:2021/1694 sayılı kararlarıyla süregelen içtihadı da bu yöndedir.
    Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan 97,70-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
    4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi