Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/9448
Karar No: 2022/1627
Karar Tarihi: 17.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/9448 Esas 2022/1627 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/9448 E.  ,  2022/1627 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/9448
    Karar No : 2022/1627

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Petrolcülük İnşaat Taahhüt San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının kanuni temsilci olduğu asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenmek suretiyle yapılan takibin usulüne uygun olarak gerçekleştirilip, amme alacağının kesinleşmesi akabinde usulüne uygun bir şekilde mal varlığı araştırılması yapıldıktan sonra davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesi gerekirken, amme alacağının şirketten tahsil edilmediği ve/veya tahsil edilemeyeceği hususunun net olarak ortaya konulamadığı anlaşıldığından, davacı adına düzenlenilen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin, şirketin, bilinen adresine tebliğ yapılamaması sebebiyle ilanen tebliğ edildiği, ancak dosya içeriğindeki 18/08/2009 ve 27/01/2014 tarihli adres tespit tutanaklarında, mahalle muhtarının imzası bulunmakla birlikte, sözü edilen adrese, ödeme emrinin tebliği için gidildiğine dair ibare bulunmadığı gibi ödeme emirlerinin tebliğ alındılarının 213 sayılı Kanun'un 102. maddesine uygun olarak düzenlenmediği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilan yoluyla tebliğ edilmesinin usule uygun olmadığı, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının asıl borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştirilmediği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçeler ile istinaf başvuruna konu Mahkeme kararına karşı verilen istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddialar söz konusu kararın kaldırılması sağlayacak nitelikte görülmediğinden 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6183 sayılı Kanun'un 54. ve 55. maddesinde sözü edilen ödeme emrini, konu edindiği kamu alacağını yaratan işlem olan vergi ve cezaların tarh ve tebliğ edilmesinden ayrı ve bağımsız bir idari işlem olduğu, bu işlemler zincirinin ayrı bir halkasını oluşturan her işlemde mevcut hukuka aykırılıklar, yalnızca o işlemi hukuka aykırı kılabilecek ve yalnızca o işlemin iptali istemiyle açılabilecek idari davada ileri sürülmesi halinde idari yargı tarafından dikkate alınabileceğı ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.




    (X) KARŞI OY :
    Davacı adına, … İnşaat Taahhüt San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının istinaf kanun yolu incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun reddine karar veren Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği; aynı Kanunun, olay tarihinde yürürlükte olan, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı; 103. maddesinde ise, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, davacının kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu … İnşaat Taahhüt San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen … tarih ve …/…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin tebliğ alındısında, Kanunun aradığı anlamda herhangi bir şerh ve imza bulunmadığı, ancak 18/08/2009 ve 27/01/2014 tarihli asıl borçlu şirketin bilinen adresinde düzenlenen Adres Tespit Tutanağı ile, sözü edilen şirketin bilinen adresini terk ettiği hususunun mahalle muhtarı ve yoklama memuru imzasıyla tespiti üzerine ilanen tebliğ edildiği, bu durumda kanunun amaçladığı anlamda tebliğ imkansızlığının gerçekleştiği ve ilanen tebliğ için geçerli şartların oluştuğundan usulüne uygun kesinleşen amme alacağının ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket nezdinde yapılan mal varlığı araştırmasında hacze kabil herhangi bir mal varlığı unsuruna rastlanılmadığı, öte yandan, davalı idarece, asıl borçlu şirketin banka hesaplarına 13/02/2015 tarihinde e-haciz işlemi uygulandığından tahsil zamanaşımı süresinin de kesildiği anlaşılmış olup, bu haliyle asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleştirilen ve tahsil edilemeyen amme alacaklarına ilişkin olarak davacının sorumluluğuna gidilebileceği açıktır.

    Bu itibarla, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının ait olduğu dönemler dikkate alınarak davacının ilgili dönemlerde kanuni temsilcilik sıfatını haiz olup olmadığının araştırılması suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi