
Esas No: 2012/15845
Karar No: 2013/5395
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/15845 Esas 2013/5395 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkette 11.05.2009-14.12.2010 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak haftada altı gün 08:00-20:00 veya 20:00-08:00 saatleri arasında çalıştığını, son yedi aylık dönemde dinlenmesi gereken günlerde de çalıştırıldığını, ancak bu sürelere ilişkin ücretlerinin ödenmediğini, ödenen ücretlerin ise zamsız ödendiğini ileri sürerek, ödenmeyen fazla çalışma ücreti ile eksik ödenen fazla çalışma ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı kanuni süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücretinden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki şahit anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, dosyaya sunulan puantaj kayıtları ve vardiya cetvelleri esas alınarak davacının fazla çalışma ücreti alacağı hesaplandığından, indirim yapılmaması gerekirken, %30 oranında indirim yapılması hatalıdır.
3-Kabule göre de, taraflar arasında vekalet ücretinin miktarı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin 2. kısmının, 2. bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret olduğu, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, toplam 3.128,61 TL alacağın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesine göre 400,00 TL maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, 1.200,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.