8. Hukuk Dairesi 2018/6847 E. , 2020/7964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, mülkiyeti davacı vakfa ait 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazların davalı Bakanlık tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığını, kesinleşen mahkeme ilamları ile 01.03.2001 ila 28.02.2006 ve 15.03.2006 ila 30.07.2008 tarihleri arası olmak üzere iki ayrı dönem için ecrimisilin kabulüne karar verildiğini ileri sürüp, 31.07.2008 ila 30.07.2012 dönemi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 72.500,00 TL işgal tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, çekişmeye konu yerde Aile Hekimliğinin faaliyet gösterdiğini, bu kurumlara faaliyet gösterecekleri yerleri Sağlık Bakanlığının tahsis etmediğini, kira yardımında bulunduğunu, 30.10.2010 tarihinden itibaren Bakanlığın ecrimisilden sorumlu tutulamayacağını, öncesinde sağlık ocağı olarak kullanıldığını, Aile Hekimliğinin sözleşmesiz kullanımından sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda davanın kısmen kabulüne, 24 ve 25 parseller için 31.07.2008-30.07.2009 dönemi için 13.500,00 TL, 31.07.2009-30.07.2010 dönemi için 14.238,45 TL, 31.07.2010-30.07.2011 dönemi için 14.997,35 TL, 31.07.2011-30.07.2012 dönemi için 16.435,60 TL olmak üzere toplam 59.171,42 TL ecrimisil tazminatının her bir dönem için dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 13.328,58 TL"lik talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2014/17903 Esas ve 2015/1964 Karar sayılı ilamıyla; Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirme yapılarak çekişmeye konu taşınmazların ne zamandan beri Aile Hekimliği olarak kullanıldığının saptanması, davalı Bakanlığın o tarihten itibaren ecrimisilden sorumlu tutulmaması gerektiği gözetilerek savunma doğrultusunda araştırma ve soruşturma yapılması, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğine, kabule göre de; eldeki davada talebe konu dönem öncesi için ecrimisil kesinleşen mahkeme ilamı ile belirlendiğine göre sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması ve taleple de bağlı kalınarak takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, uzman bilirkişilerden ek rapor alınması gereğine işaret edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteği de reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 31.07.2008-30.10.2010 tarihleri arası oluşan 30.945,92 TL ecrimisilin her bir dönem için dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafın, davalıya yöneltmiş olduğu ecrimisil talebinin bir kısmı husumet yokluğu nedeniyle kabul görmeyerek reddedilmiştir. Buna göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/2.maddesi gereğince davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davalı ... Bakanlığının sorumlu olmadığı tespit edilen dönem ile ilgili haksız olarak dava açılmasına sebebiyet vermediğinden davalı vekili lehine reddedilen kısım yönünden ücreti vekalet verilmesine yer olmadığına dair karar hatalıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen sebeple davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (4). bendinde geçen "Davacı taraf davalı ... Bakanlığının sorumlu olmadığı tespit edilen dönem ile ilgili haksız olarak dava açılmasına sebebiyet vermediğinden davalı vekili lehine reddedilen kısım yönünden ücreti vekalet verilmesine yer olmadığına" ifadesinin hüküm yerinden çıkartılmasına yerine "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/2. fıkrası uyarınca 1.800,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ifadesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1.) bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.