14. Hukuk Dairesi 2017/4683 E. , 2019/5247 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/04/2013 ve 30/10/2013 günlerinde verilen dilekçelerle kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 03/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl ve birleştirilen davalar; imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalinden kaynaklanan kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, Hazine adına kaydedilen 2208 parsel sayılı taşınmazın Esenyurt Belediyesince yapılan imar uygulaması sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
HMK"nin 165. maddesine göre bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir.
Somut olayda da; imar uygulaması işlemiyle oluşan tapu kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davada, kayıtların oluşumuna esas alınan, diğer bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve sebebi sayılan ve karar tarihinden önce en son yapılan 01.10.2014 tarihli ve 2014/2156 karar sayılı Esenyurt Belediye Başkanlığı Encümen Kararının iptali için İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 2015/1717 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve halen derdest bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 2015/1717 Esas numaralı dava dosyası sonucunun eldeki davanın neticesini doğrudan etkileyeceği gözetilerek, anılan dava dosyası sonucu verilen kararın kesinleşmesi HMK 165. maddesi uyarınca beklenerek, yukarıdaki ilkeler de gözetilmek suretiyle inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. İdari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltmenin yapılabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.