3. Hukuk Dairesi 2017/8556 E. , 2019/5480 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında 01/01/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak 2013 yılı Ocak ayı ile 2014 yılı Aralık ayları arasında işleyen kira alacağı için takip başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeyi kabul etmediklerini, alacaklı olduğunu iddia eden davacı ile kira ilişkisi kurulmadığını, takip ve dava konusu meskenin davacı tarafından kendisine kiralanmadığını, bu taşınmazı yüklenici ve satıcı şirketten 03/09/2011 tarihli harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, malik sıfatıyla halen oturduğunu, satım bedelinin ödenmesine rağmen teslim tarihinde meskenin tapuda devrinin yapılmadığını, dava ve takip konusu taşınmaza ait olduğu iddia edilen sözleşmenin gerçekte kira sözleşmesi olmadığını, yapılan kira sözleşmesinin amacının elektrik, su vs. abonelik işlemlerinin yapılmasını temin etmek olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının icra takibine konu taşınmazı davacıdan satın almış olduğu ancak davacı tarafından taşınmazın halen davalıya tapuda devrinin yapılmadığı, taşınmazın bedelini ödeyerek satın alan davalının taşınmazda oturabilmesi için gerekli olan elektrik, su, doğalgaz aboneliklerini açtırabilmesi açısından davacı ile davalı arasında usulen kira kontratı yapıldığı, yapılan kira kontratının kiralayan-kiracı ilişkisinden kaynaklanmadığı, dolayısıyla davalı tarafından davacıya ödenmeyen bir kira borcu varlığının söz konusu olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda "Sulh Hukuk Mahkemesi" görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık, kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava 19/02//2015 tarihinde açılmış olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.