
Esas No: 2021/9391
Karar No: 2022/1977
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9391 Esas 2022/1977 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/9391 E. , 2022/1977 K."İçtihat Metni"
ESAS NO : 2021/9391
KARAR NO : 2022/1977
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
Esas Karar
2021/9391 2022/1977
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Bölge Adliye
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi :Samsun 3. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, feri müdahil Kurum vekili tarafından, lehe yargılama giderine hükmedilmesi talebi ile tavzihi istenmekle; verilen ek karar ile talep reddedilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından, ek kararın ise feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Yasemin Karabulut tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 2001 Ocak ile 2012 nisan tarihleri arasında geçen sürede davalılar bünyesindeki çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle: Kervan Ticaret isimli işyerinde 2001 ile 2012 yılları arasında çalıştığının doğru olmadığını ne şirket adı altında ne şahsı adına sigorta bildirimi olmadığını, davacının 11 yıl gibi uzun bir süre boyunca sigortasının yapılmadığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirtip kötü niyetli açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, 6552 Sayalı yasa ile 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile değer Sosyal Güvenlik mevzuatının kaynaklanan uyuşmazlıklarda hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kuruman müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, kuruma başvuruda geçirilecek sürenin zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmadığını, davanın reddinin gerektiğini, kurumun 5501201200790 sigorta sicil numaralı sigortalısı Necati Karanın tespit talep ettiği dönemlerde kuruma bildirilmiş sigortasının bulunmadığını, davacının dava konusu hizmetlerinin tespitinde hukuki yararı olmadığını, davacının giriş ve çıkışlarını tam olarak belirtmediğini tespit edilecek bir hususun bulunmadığını, davacının tespit taleplerinin hak düşürücü süreden dolayı davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile; davacının davalılara ait işyerinde 01/02/2001 - 20/01/2012 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle, ayda 30 gün üzerinden çalıştığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince,’’ Bu durumda, davalı işyeri sahibi ile davacının abi-kardeş olduğu nazara alındığında davalının kardeşinin sosyal güvenceden yoksun kalmasına neden olacak şekilde 11 yıllık bir hizmet süresini hiç kuruma bildirmemiş olması hayatın olağan akışına uygun değildir.
Öte yandan davacı asilin yargılamalar sırasında çalışma süresi boyunca hiç ücret almadığı, iş yerinde maaşla çalışmadığı, sadece evin ihtiyaçlarının karşılandığı yönündeki beyanı, davalı iş yerinin ölen babalarından miras kaldığı, bir süre davalı abisi tarafından işletildiği, daha sonra yengesi olan diğer davalıya devredildiği şeklindeki beyanları, yine davacı asilin iş yerinin adresinin hiç değişmediği şeklindeki beyanından sonra başka bir celsede alınan iş yerinin 2 kez adres değiştirdiği yönündeki çelişkili beyanları ile bordro tanığı olmayan bir kısım tanıkların beyanları karşısında davacının ihtilaf konusu dönem içerisinde davalılar nezdinde geçen çalışmalarının, hizmet akdine dayalı, gerçek ve eylemli bir çalışma olarak değerlendirilemeyeceğinin kabulünü gerektirmektedir’’ gerekçeleriyle feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, tanık beyanları ile fiili çalışmasının doğrulandığını ayrıca abi-kardeş oldukları için o güven duygusundan dolayı sigortalılık durumunu sorgulamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Feri müdahil vekili; lehe yargılama giderlerine ilişkin olarak tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-6552 sayılı Kanunun 11/09/2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
Eldeki davanın; 30/12/2015 tarihinde açılması karşısında; fer'i müdahil sıfatını taşıyan kurumun leh ve aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından fer'i müdahil SGK vekilinin tavzih isteminin reddine ilişkin usul ve kanuna uygun olan Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin "tavzih isteminin reddine" ilişkin tarihli ek kararının onanmasına,
2- Davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de; eksik araştırma ve yazılı gerekçelerle verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; fiili çalışma olgusunun varlığı yöntemince araştırılarak davacı ile aynı dönemde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı işi yapan kayıtlı çalışanları ile işyeri sahiplerinin beyanları ile ispat edildiği taktirde, hizmet akdinin varlığı kabul edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davacının dava konusu dönemde çalışmasının fiili olup olmadığının belirlenebilmesi için mahkemece; re'sen araştırma ilkesi gereğince, dinlenen tanıkların; çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerine komşu işverenlerin, işverenlik durumlarıyla ilgili olarak ilgili mercilerden (vergi dairesi, ticaret sicil kayıtları, çalışma ruhsatı için Belediye ve Kurum nezdinde bulunan bilgi ve belgelerle, meslek kuruluş kaydı ve abonelik durumları ile ilgili tüm bilgi ve belgeler) araştırılarak beyanları bu kapsamda değerlendirilmeli; yine davacının çalışmasını bilebilecek, işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinin sahipleri ve iş yeri çalışanları, emniyet, zabıta, vergi dairesi, SGK marifetiyle tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı,çalışmanın niteliği,tam mı kısmi süreli mi olduğu, ayrıca davacının, nakliye işinde çalıştığına ilişkin tanık beyanı dikkate alınıp davacının, vergi kaydı, bağ kur dosyası olup olmadığı özetle kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı, işin kapsam ve niteliğine göre eylemli çalışmanın var olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenip, deliller hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 16.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.