Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9819
Karar No: 2022/2007
Karar Tarihi: 16.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9819 Esas 2022/2007 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9819 E.  ,  2022/2007 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1346-2021/807

    İlk Derece
    Mahkemesi :Mersin 1. İş Mahkemesi
    No : 2017/321-2018/397

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflar vekilleri ve feri müdahil kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine dair hüküm verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraflar vekilleri ve feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, şoför olarak 09/2006-12/2011 tarihleri arasında davalıya bağlı Motorlu taşıtlar kooperatifinde çalıştığını, sigortasının yapılmaması nedeniyle işten çıktığını, bir süre başka bir iş yerinde sigortalı olarak çalıştığını, davalının yanında tekrar çalışırsa sigortasının yapılacağını söylendiğini, bu nedenle 12/2012-06/2014 tarihleri arasında çalıştığını, fakat sigortasının yapılmadığını, bu nedenle işten çıktığını, davalıdan yasal hakedişlerinin ödenmesini talep ettiğini, herhangi bir ödemenin yapılmadığını, aylık 1.400,00 TL ücret aldığını, 20,00 TL yemek ücreti ile 10,00 TL sigara ve çay parasının da ödendiğini, çalışma saatlerinin sabah 06:30 ile akşam 20:30-21:00 saatleri arasında olduğunu, hafta tatilini iki haftada bir kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını, bir çok kere trafik para cezası kesildiğini iddia etmiş, 01/09/2006-31/12/2011 tarihleri arasında aylık asgari ücret ile 01/12-30/06/2014 tarihleri arasında 1.400,00 TL ücret ve primle çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının hiçbir zaman kendi yanlarında çalışmadığını, kooperatife ara sıra uğradığını, hastalık, izin gibi sebeplerle şoförü olmayan minibüsleri günlük ücret karşılığı kullandığını, davalının genelde aracını kendisinin kullandığını, 20/03/2006-02/04/2015 tarihleri arasında 38 trafik para cezası kesildiğini, bu cezaların ....... (davacı), ...,..... olmak üzere 11 ayrı kişi adına kesildiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği dönem içerisinde kendisinden hariç 10 başka kişiye de ceza kesilmiş olmasının savunmalarını doğrular nitelikte olduğunu, davacının uzun süre sigortasız çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Feri müdahil vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kurum kayıtları tetkikinde, davacının tespitini istediği dönem içerisinde birden çok işyerinde ve bir çok işe girişinin yapıldığını, bu nedenle davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, tespite yönelik davalar kamu düzenini ilgilendirdiğini için, bahsi geçen sürelerde hizmete ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediğinin, işverenin gerçekten var olup olmadığının, işin niteliği devamlılık gösterip gösterilmediğinin, tanık beyanlarının işyeri kapsam, kapasite ve niteliği dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece ".-Davacının hizmet tespiti davasının kısmen kabulü ile davacının davalıya ait iş yerinde 26/11/2013 - 31/12/2013 tarihleri arasında 35 gün, günlük 61,97TL brüt ücretle, 01/01/2014 - 02/01/2014, 21/01/2014 - 22/04/2014 tarihleri arasında 84 gün günlük 65,28TL ücretle toplam 119 gün kesintisiz olarak çalıştığının tespitine, diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, sigortalı gösterilen kısımlarının dışlanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ..." yönelik karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince “Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili davacının dava konusu edilen dönemlerin tamamında ve sürekli olarak çalışmadığı ve bir kısım taleplerin de hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi yerinde olmadığını, iddia etmiş, Mahkeme hükmünün kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Davalı vekili, davacının iddialarının sabit olmadığını, davanın reddinin gerektiğini beyan ederek, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Feri müdahil kurum vekili; davacının davacının iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığını, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, Kurum kayıtlarının aksinin eşdeğer yazılı delillerle hiçbir duraksamaya yer bırakmaksızın ispatlanması gerektiğini beyan ederek, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Öte yandan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde Yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa'nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
    Eldeki davada, 01/09/2006-31/12/2011 tarihleri arasında aylık asgari ücret ile 01/12-30/06/2014 tarihleri arasında 1.400,00 TL ücret ve primle çalıştığının tespitini talep edildiği, davacının hizmet cetveline göre, davacının; 15.02.2004 — 07.10.2009 tarihleri arasında kuruma bildirilmiş hizmetinin olmadığı, 07.10.2009 — 10.04.2010 tarihleri arasında Ede inşaat şirketi adına tescilli 1087278 sicil numaralı, 22.02.2011 — 07.06.2011 tarihleri arasında Tanrıöver-Doğuş Özel hastanesi adına tescilli 1022471 sicil numaralı, -27.03.2012-16.05.2012 ve 01.08.2012-15.08.2012 tarihleri arasında Özpaksoy lojistik şirketi adına tescilli 1094724 sicil numaralı, 03.01.2014-20.01.2014 tarihleri arasında ...adına tescilli 11 13811 sicil numaralı, 22.04.2015 tarihinden itibaren Joker Turizm şirketi adına tescilli 1045852 sicil numaralı İşyerlerinden bildirim yapıldığı;
    Davacı adına davalıya ait araçta 11/09/2006, 11/12/2006, 10/01/2007, 11/01/2007, 23/02/2007, 04/04/2007a, 09/04/2007, 26/04/2007, 08/05/2007, 21/03/2008, 07/04/2008, 24/04/2008, 14/07/2008, 11/09/2008, 10/10/2008, 28/10/2008, 18/12/2008, 24/06/2009, 20/07/2009, 26/11/2013, 10/12/2013, 23/12/2013, 17/03/2014, 22/04/2014 tarihli trafik para cezası tutanakları düzenlendiği; 20.11.2009- 14.5.2013 arası toplam 15 adet farklı tarihlerde farklı plakalarda davacı adına trafik cezası düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Davacının 01/09/2006-30/06/2014 arası dönemde davalı nezdinde sürekli çalıştığını iddia etmesi karşısında, davanın somutlaştırılması yükümlülüğü çerçevesinde mahkemece öncelikle davacının hangi dönemlerde hangi araçlarda hangi işveren nezdinde çalıştığı, davalıya ait minibüstetam olarak hangi tarihler arasında çalıştığı, davalının aracının dışında başka kişi veya kişilere ait araçlarda çalışmasının olup olmadığı, çalışmasının nasıl olduğu, kısmi çalışmanın olup olmadığı davacıya açıklattırılarak dava konusu talep somutlaştırılmalı, bu açıklamalar ve söz konusu trafik cezaları ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının çalışmasını ... durumda olan tanıklar tespit edilerek bu hususlar dikkate alınarak dinlenilmesi ve devamında davacıya bu doğrultuda açıklama yaptırılarak, uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, taraflar ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, 16/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi