Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9220
Karar No: 2022/1440
Karar Tarihi: 07.02.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9220 Esas 2022/1440 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/9220 E.  ,  2022/1440 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 13. İş Mahkemesi

    Dava, boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesiyle, aylığının kesilmesi işleminin iptaliyle kesilen yetim aylığının yeniden bağlanması istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla, 07/02/2022 gününde karar verildi.
    KARŞI OY GEREKÇESİ
    1.Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 2002 yılında eşinden boşanmıştır. Davacı kadına 1989 yılında ölen babasından dolayı yetim aylığı boşandıktan sonra bağlanmış ve yapılan denetim raporu ile kesilmiş, kurumca fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesi ile 2008-2010 yılı ödenen aylıklar için borç çıkarılmış, 2018 yılında aylığın tekrar bağlanması ise hakkında bu denetim raporu olduğu için reddedilmiştir.
    2.Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
    3.5510 sayılı Kanunu’nun 34/.b.3 maddesine göre “Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25'i oranında aylık bağlanır”. Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasını düzenleyen 35. maddesinde ise “Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 34 üncü maddede belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir” ve “Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren yeniden aylık bağlanır” düzenlemesi yer almıştır.
    4.Anılan kanunun 56. maddesindeki “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır” hükmü istisnai bir hükümdür. 34 üncü madde hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla kanun sistematiğine sonradan eklenmiş, tartışmalara karşı olan bir kesme nedenidir. Aylık bağlanma işleminden sonra Kurum denetim elemanları aracılığıyla yapılan denetim sonucunda boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilen eşin aylığı kesilmektedir. Bu birliktelik fiili bir durum olup boşanan kadının aylığını tamamen ortadan kaldıran bir neden değildir. Fiili birlikteliğin sona ermesinden sonra başvuru halinde aylık derhal bağlanmalıdır. Aylık bağlanma koşullarında boşanma kararı hukuki geçerliliğini koruduğundan, davacının ilk defa aylık bağlanma işlemlerinden farklı bir işlem yapmasına gerek yoktur. Bunun aksine işlemler kanun koyucunun iradesi dışında ayrı bir aylık bağlama nedeni ihdası olup, bu yargının görevi değildir. Kanun koyucu aylık bağlama koşulları içinde 34 üncü maddede “dul kalan kızların kocaları ile birlikte yaşamama” saymamıştır. Esas olan aylığın hemen bağlanmasıdır.
    5.Belirtmek gerekir ki, fiili birlikteliği belirleyen, maddi olguya dayalı denetim raporu bir tespit niteliğinde olup, sadece kendi dönemi için dikkate alınır ve aksi sabit oluncaya kadar delil niteliğine taşır. Denetime konu dönemden sonra gerçekleşecek fiili durumları kapsamaz.
    6.Diğer taraftan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun aylık bağlama koşulları arasında, “boşandığı eşi ile fiili birlikte yaşama” sayılmamış, aksine anılan kanunun 56. maddesinde bu bir kesilme nedeni olarak sayılmıştır. Anılan kanunda, kesilmeden sonra bağlanması için başvuru halinde yeniden bağlanma için bu koşul sayılmadığı gibi mahkemenin bu konuda bir kararının gerektiği de düzenlenmemiştir. Örneğin kız çocuğu olarak hak sahibi kadının fiili birlikte yaşadığı saptanan eşinin ölümü halinde, kurum önceki karara dayanarak aylık bağlamayacağını belirtemeyecektir. O halde kız çocuğu hak sahibi olarak ayrı yaşadıklarını belirterek aylık bağlanmasını talep ettiğinde, bu istemi de doğrudan reddedilmelidir. Kurum aylık bağlamalı, ancak fiili birlikteliğin devam ettiği yönünde bir inceleme ve denetimden sonra aylık bağlama işlemini iptal etmelidir.
    7.Ayrıca belirtmek gerekir ki kurumun idari nitelikte bir işlemdir. Temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, onlara müdahale niteliği taşıyan işlemlerde ve verilmiş bir hakkı, izni veya yetkiyi geri alan işlemlerde bu işlemlerin başvuranlar yönünden ağır sonuçlar doğuracağı hususu dikkate alındığında, kurumun 5510 sayılı mevzuat hükümlerine uyarak işleminde yasal mevzuat içinde kalarak gerekçe yükümlülüğüne uyması gerekmektedir. Zira Kurum, davacı hak sahibi kadının aylık bağlama talebi üzerine bağlamama işlemini, gerçek ve hukuka uygun, sebep ya da sebeplere dayandırmak zorundadır. Kurumun dayandığı sebebin gerçek olması, usulüne uygun olarak yapılan tespitlerle ortaya konulmuş bulunmasını anlatır. Hak sahibi kadın karardan sonra da boşandığı eşi ile ayrı yaşadığını iddia ediyor ve murisinden dolayı yetim aylığı bağlanmasını talep ediyor ise kurumun daha önceki kararı dayanak yaparak aylık bağlanmayacağı işlemine gitmesinin ve araştırma yapmamasının yasal mevzuat içinde bir yeri bulunmamaktadır. Bu kurumun işlemini neden ve gerekçe açısından, hukuka aykırı kılacaktır.
    8.Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Davacının burada boşanma hakkını kötüye kullandığından söz edilemez. Diğer taraftan davacının 2012 tarihinde aylığı kesildikten sonra 2018 yılında ayrı yaşadığını belirterek tekrar bağlanma isteminde bulunmuştur. Kurumun sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak şekilde aylık bağlama şartları içinde yer alamayan ve önceki maddi olguyu saptayıp, delil teşkil etmeyen denetim raporuna dayanarak aylık bağlanması işlemini reddetmesi hukuka aykırıdır. Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi