
Esas No: 2019/3438
Karar No: 2022/1025
Karar Tarihi: 09.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/3438 Esas 2022/1025 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/3438 E. , 2022/1025 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3438
Karar No : 2022/1025
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bulunduğu araçta 24/08/2016 tarihinde yapılan aramada 211.000 paket kaçak sigara ele geçirilmesi nedeniyle sevk edildiği takdir komisyonu kararına istinaden adına Ağustos 2016 dönemi için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Uyap üzerinden yapılan sorgulamada davacının mernis adresini 27/10/2016 tarihinde "… Mah. … Sok. NO:… …/…" olarak beyan ettiği, 06/06/2017 tarihli dava konusu tarhiyata ilişkin ihbarnamenin ise davacının mernis adresi yerine "… Mah. … Cad. No:…/… …/…" adresinde yengesine 30/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının güncel bilinen adresi dışındaki adreste yapılan tebliğin usulsüz olduğu, ödeme emrinin 17/03/2018 tarihinde davacıya tebliği ile ihbarnameden haberdar olan davacı tarafından vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle 30/03/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığı, davacının söz konusu kaçak ve bandrolsüz sigaraların yurt içinde ticaretini yaptığı ve ticari amaçla satarak başkalarına teslim ettiği veya başkaca şekilde katma değer vergisine tabi olacak herhangi bir işleme tabi tuttuğu yolunda davalı idarece herhangi bir tespit yapılmadığı gibi davacının belgesiz mal bulundurduğundan bahisle 3065 sayılı Kanunu'nun 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca vergi sorumlusu olması nedeniyle adına tarhiyat yapılmasını gerektirecek yasal koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacının kullandığı araçta yapılan arama sonucunda ele geçirilen bandrolsüz kaçak sigaralara el konulup Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından hazırlanan değerlendirme raporunda belirlenen miktar esas alınarak takdir edilen matrah üzerinden cezalı verginin salındığı, söz konusu cezalı vergiye ilişkin ihbarnamenin 30/10/2017 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen süresinde dava açılmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİ K HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin
reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) -KARŞI OY:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 8. maddesinde mükellef; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar olarak tanımlanmış, Kanunun 'vergi sorumlusu' başlığı altında düzenlenen 9. maddesinin (2) işaretli bendinde fiili veya kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisinin belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranacağı hükmüne yer verilmiştir.
Davacının sürücüsü olduğu …. plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı yarı römork araçta yapılan aramada 211.000 paket bandrolsüz, kaçak sigara bulunduğu ve davacının da bu hususta düzenlenen 24/08/2016 tarihli tutanağı imzaladığı dikkate alındığında kaçak sigara ile davacı arasındaki bağlantı ortaya konulmuştur.
Yurt dışında üretilerek kaçak yollarla yurt içine getirilen veya yurt içinde kaçak yollarla üretilen ve kişisel kullanım amacına özgülenemeyecek kadar yüksek miktardaki bandrolsüz sigaranın, yukarıda belirtilen tutanakla ilişkisinin kurulduğu davacıda ele geçirilmesi ticari bir faaliyetin olduğunu göstermekle birlikte iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olacağı açıktır.
Cezai müeyyide gerektiren yasaklanmış bir faaliyetin icra edilmesi bu fiilleri icra edenler adına mükellefiyet tesis edilmesine engel olmayacağı da ortadadır.
3065 sayılı Kanunu'nun 9. maddesinin (2) işaretli bendine göre de belgesiz mal bulundurduğu hususunda kuşku bulunmayan davacının zımni olarak mükellef olduğu ancak kayıt dışı faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında icra ettiği ortadayken söz konusu madde hükmünün uygulanması suretiyle adına tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bununla birlikte 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca adına özel tüketim vergisi salınması nedeniyle davacının mükellef yapıldığı hususu da gözönüne alındığında tarhiyatın kaldırılması yolundaki Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.