Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3247
Karar No: 2018/8694
Karar Tarihi: 26.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3247 Esas 2018/8694 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu dava, bir iş kazası sonucu vefat eden sigortalının çocuğunun maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin ve mahkeme, davacı lehine 80.317,76 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak daha sonra yapılan bir hesaplama sonucunda maddi tazminat miktarının daha düşük olduğu ortaya çıkmıştır. İşte bu noktada usuli kazanılmış hak ilkesinin devreye girdiği ve davacı vekilinin rapora bir diyeceklerinin olmaması nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu belirtilmiştir. Bu sebeple mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak ise HGK'nun 12.07.2006 T. 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K. ve 09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gösterilmiştir.
21. Hukuk Dairesi         2017/3247 E.  ,  2018/8694 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılardan ...Tic.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    KARAR
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davalı ... Ticaret Aş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava 17/05/2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının çocuğunun maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacı lehine 80.317,76 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen 26/03/2013 tarihli davanın tamamen reddine ilişkin ilk kararın Dairemizin 18/03/2014 tarih 2014/3580 Esas, 2014/5257 Karar sayılı ilamıyla “zararlandırıcı olay tarihinde cenin durumunda bulunan, tam ve sağ doğarak hak ehliyetine sahip olan davacının dava ve taraf ehliyeti bulunduğuna ilişkin kabul isabetlidir. Ancak, 21/05/2008 düzenleme tarihli sulh-ibra ve feragatname isimli belgenin davacıyı kapsamadığı gibi cenin durumunda bulunan davacı adına alındığı belirtilen herhangi bir tazminat tutarı olmadığının da anlaşılmasına göre davacının maddi ve manevi tazminat istemi hakkında delillerin toplanarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile sulh-ibra ve feragatname isimli belgenin düzenleme tarihinde cenin durumunda bulunan davacıyı da kapsadığı kabul edilerek yazılı şekilde davanının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmek suretiyle bozulduğu,
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde hesap bilirkişiden alınan 18/12/2014 tarihli raporda davacının maddi tazminat alacağının 64.991,60 TL olarak tespit edildiği ve davacı vekilinin 28/01/2015 tarihli celsedeki beyanında bu rapora bir diyecekleri olmadığını beyan ettiği halde; davalı vekili itirazı üzerine alınan 07/04/2015 tarihli raporda işlemiş devrenin ileri çekilmek suretiyle maddi tazminat alacağının seçenekli olarak hesap edildiği 2,41 kara göre yapılan hesapta maddi tazminat alacağının 80.317,76 TL olarak tespit edilmesi neticesinde mahkemece bu hesaba itibar edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
    Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
    Somut olayda; davacı vekilinin 18/12/2014 tarihli rapora bir diyeceğinin olmadığını beyan etmek suretiyle bu raporda tespit edilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde mahkemece bu rapordan sonra alınan 07/04/2015 tarihli hesap raporunda tespit edilen maddi tazminat alacağına itibarla karar verilmesi hatalı olmuştur.
    O halde mahkemece yapılacak iş, hesap bilirkişiden alınan 18/12/2014 tarihli raporda tespit edilen 64.991,60 TL yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu dikkate almak suretiyle maddi tazminat istemiyle ilgili olarak bu miktara hükmetmekten ibarettir.
    O halde, davalı ...vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalı ... Ticaret Aş.’ne iadesine, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi