Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3316
Karar No: 2020/7968
Karar Tarihi: 08.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/3316 Esas 2020/7968 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Afyonkarahisar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen muhdesat tespiti davasında davalı taraf beyanda bulunmamıştır. İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiştir ancak davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu kabul etmiş ve davacının hukuki yararının olmadığına karar vermiştir. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, taşınmaz üzerindeki muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespit edilemeyeceği ilkesi gereğince tespit davasında güncel hukuki yararın bulunması gerektiğini belirterek, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden ret kararının doğru olmadığına hükmetmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise; Türk Medeni Kanunu maddeleri 684/1, 718, 722, 724 ve 729, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu maddesi 106/2, 114/1-h ve 115'dir.
8. Hukuk Dairesi         2020/3316 E.  ,  2020/7968 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Afyonkarahisar 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli ve 2018/14 Esas, 2019/269 Karar sayılı kararıyla kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen muhdesatların müvekkili tarafından inşa edildiğini, muhdesatların üzerinde bulunduğu 1555 parsel sayılı taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davasının görülmekte olduğunu ileri sürerek, söz konusu muhdesatların müvekkiline ait olduğunun tespitini istemiştir.
    Davalı taraf, beyanda bulunmamıştır.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf incelemesi sırasında ortaklığın giderilmesine ilişkin Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/673 Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden yapılan sorgulamasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu sonuca göre davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
    Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK mad. 722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h, 115).
    Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
    Somut olayda, dava konusu 1555 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/673 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamasında 06.03.2018 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı tarafça 03.09.2018 tarihinde Afyonkarahisar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1016 Esas sayılı dosyasında yine dava konusu 1555 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve davanın derdest olduğu, bu halde davacı tarafın eldeki davada hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esası ile ilgili hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi