22. Hukuk Dairesi 2012/21058 E. , 2013/8045 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... A. Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin emeklilik suretiyle sona erdiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem tazminatı ile yıllık izin ve fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı ... A. Ş. vekili, davacının alt işveren işçisi olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket, usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da iştirak etmemiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle sona erdirdiği, tazminat ve alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ... A. Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi: “Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
a)Dört saat veya daha kısa süreli işlerde onbeş dakika,
b)Dört saatten fazla ve yedibuçuk saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
c)Yedibuçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat,
Ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.
Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği gözönünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.
Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, tanık anlatımları doğrultusunda davacının hafta içi 08:00-18:00, Cumartesi günü ise 08:00-13:00 saatleri arasında çalıştığının kabulünde bir isabetsizlik görülmemekte ise de kırkbeş saati aşan çalışmaları belirlenirken, Cumartesi günü çalışmasından, yukarıda anılan Kanun"un 68. maddenin 1. fıkrasının “b” bendi uyarınca otuz dakika ara dinlenmenin düşülmesi gerekirken, ara dinlenme düşülmeden fazla çalışma süresinin belirlenmesi hatalı olmuştur.
Davacının yukarıda belirtilen şekilde, fazla çalışması belirlendikten sonra, hastalık izin gibi sebeplerle çalışamadığı günler de olabileceği değerlendirilerek uygun oranda indirim yapıldıktan sonra fazla mesai ücreti alacağı hüküm altına alınmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.