1. Ceza Dairesi 2017/3290 E. , 2018/1625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : TCK"nun 81/1, 35/2, 29, 62, 53, 54/1, 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası.
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii, katılan ... vekili.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."in mağdur ..."ye yönelik eyleminin sübutu kabul, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta ilişen, katılan ... vekilinin haksız tahrik ve teşebbüste indirim miktarının fazla olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; mağdur ..."nin sanık ..."in kızı olan tanık Dilek ile evli olup olay tarihinden 6 ay önce Dilek"in mağdurla birlikte yaşadığı evi terk edip sanığın evinde kalmaya başladığı, mağdurun boşanma davası açması ve bu dava kapsamında polisin sosyal araştırma yapması nedeniyle sanık ..."in olay günü mağdurun evine giderek boşanma davası ile ilgili konuştukları sırada mağdurun "ne olacaksa olsun lan" demesi üzerine, sanığın bıçakla mağduru yaraladığı, mağdurun göğüs bölgesinden iki kez, kol ve bacaklardan ise birden fazla kez yaralandığı, katılanın göğüs bölgesine isabet eden bıçak darbelerinin birinin akciğer lezyonuna, pnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine neden olduğu, diğer bıçak darbelerinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilecek düzeyde yumuşak doku lezyonuna neden olduğu, katılanın ailesinin çığlık atması üzerine sanığın eylemine devam etmeden olay yerinden ayrıldığı olayda;
1-) Mağdurdaki yara sayısı ve yaraların niteliği, sanık ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirecek derecede husumet bulunmaması ve ciddi bir engel hal bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son veren sanığın, eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve bu nedenle TCK’nun 61. maddesindeki ilkeler gözetilerek aynı Kanunun 86/1 maddesi uyarınca belirlenecek olan temel cezanın üst sınıra yakın belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması,
2-) Mağdurdan sanığa yönelen, haksız tahrik oluşturan söz yada eylemlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak sanık hakkında asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde 1/3 oranında indirim yapılarak sanık hakkında eksik ceza tayini,
3-)Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak Üye ...’in haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği yönündeki karşı oyu ve oy çokluğuyla BOZULMASINA, 04/04/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
(M)
KARŞI OY;
Katılan ... ile eşi Dilek arasında geçimsizlik olduğundan Dilek"in olaydan 6 ay kadar önce eşinin evinden ayrılarak çocukları ile babası sanık ..."in evinde kaldığı, yaklaşık 6 aylık bu sürede katılanında zaman zaman ortak çocuklarını görmek için sanığın evine gittiği, kızı Dilek"in baba evine geri dönmesinden hoşnut olmayan sanığın 6 aylık süre boyunca katılanla bu hususu görüşmediği, katılanın boşanma davası açması üzerine polis memurlarının Dilek"i karakola davet edip evinden niçin ayrıldığını sordukları, Dilek"in bunu babasına anlatmadığı ancak sanık babanın çevreden kızının karakola davet edildiğini duyması üzerine sinirlenerek akşam 20:00 sularında yanında bıçağı olduğu
../..
rek kucağında küçük çocuk olan damadı katılanla tartışıp bıçakla hayati tehlike geçirecek derecede onu yaraladığı sabittir.
Dairemizin çoğunluğunun kararına muhalif kaldığımız konu sanığın haksız tahrik indiriminden yaralanıp yararlanmayacağı hususudur.
Sanığın kızı Dilek olaydan 6 ay kadar önce geçimsizlik nedeniyle eşi katılandan çocuğunu alarak ayrılmış ve babasının evine dönmüştür, ancak olayın hemen öncesinde kolluk araştırması için Dilek"in karakolu çağrılmasına kadar geçen yaklaşık 6 aylık dönemde sanık bu olaydan hiddet duyarak bir şey yapmamış hatta 11.04.2013 tarihli mahkemedeki savunmasında “.... Ali kızımı dövüp göndermişti, biz sükunetle bekledik, aralarına girmedik kızım evde kalıyor ancak Ali çocuğu alıp götürüp geliyordu, husumetim ve düşmanlığım yoktu, haziran ayının başlarında Ali boşanma davası açmış, Emniyet teşkilatına kızımın adresinin tesbiti için görev vermişler. Müştekinin yakın akrabaları, kızının nerede olduğunu bilmiyoruz, çocuğu alıp gitti, yine müştekide kendine sorulduğunda ben kovdum diyormuş bunlar bende birikim oluşturdu Ali ile konuşmam lazımdı... evlerine gittim Ali kapının önünde idi Ali"ye “Bu işin sonu ne olacak LAN” dedim o sırada kucağındaki çocuğu içeriye bırakarak bana “Ne olacaksa olacak LAN” dedi, sağa doğru eğildi ben ya kaçacak ya da vuracaktım, çantamdaki bıçağı çıkararak kalçasına vurmak istedim böğrüne geldi” demiştir.
Dosyada sanıkla katılan arasında anlaşma olmayıp her iki tarafta kararı temyiz etmiştir.
Dosyaya yansıyan ifadelerden sanığın, kızı Dilek"in baba evine dönüşüne sinirlendiği ancak 6 ay boyunca sükunetini koruduğu, emniyet araştırması yapılması için konuşmaya katılanın evine akşam saatlerinde gidip damadı katılana “Lan” şeklinde hitap da bulunduğu damadın da aynen “Lan” şeklinde cevap verdiği olayda sanığın TCK.nun 29. maddede düzenlenen haksız olabilecek hadise kızının evi terk etmesi olabilecek iken olaydan 6 ay geçmesine rağmen sanık bir harekette bulunmamış yani TCK.nun 29. madde anlamında tahrik olmamıştır, ta ki emniyet araştırması üzerine olayı konuşmaya gittiğinde önce kendisi “Lan” dediğini söylediğinden aynı cümle ile karşılık verilmesi sanığı TCK.nun 29. maddeden yaralanmasını sağlayamayacağı zira ilk tahrikkar cümlenin sanıktan çıktığı anlaşılmakla sanık hakkında TCK.nun 29. maddenin asgari düzeyde uygulanması gerektiği yönündeki görüşüne TCK.nun 29. maddesinin sanık lehine hiç uygulanmaması gerekiğinden bahisle muhalifim.
...
Muhalif Üye