Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2010/139
Karar No: 2010/226

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2010/139 Esas 2010/226 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü 2010/139 E., 2010/226 K.

"İçtihat Metni"

Davacı : Turkish Yatırım A.Ş.

Vekilleri : Av. G. Y. - Av. Y. Ş.

Davalı : Sermaye Piyasası Kurulu

Vekili : Av. G. A.

O L A Y : Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı"nın 28.11.2008 gün ve 31/1214 sayılı kararı ile, SPK"nun 47/A maddesi uyarınca 2007 yılında uygulanan en yüksek idari para cezası meblağı olan 59.182 YTL tutarında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuş ve ödenen para cezasının iadesini istemiştir.

ŞİŞLİ 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 30.10.2009 gün ve Müt.:2009/19, Müt. K:2009/19 sayı ile, 28.11.2008 gün ve 31/1214 sayılı idari para cezasına itiraz edildiğini, itiraz edilen ceza tutanağı içeriği incelendiğinde; Sermaye Piyasası Kurulu"nun Seri:V, No:46 Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"in, "Faaliyetler süresince uyulması gereken ilkeler" başlıklı 11. maddesinde yer alan kuruluşların "faaliyetlerin yürütülmesi sırasında işin gerektirdiği mesleki dikkat ve özeni göstermeleri, bu doğrultuda gerekli önlemleri almaları gerekir" hükmüne aykırı olarak aracı kurum nezdinde Suzan Akman hesabındaki işlemlere ilişkin gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği ve bu hesaba Kurulun 25.8.2005 ve 34/1066 sayılı kararı ile işlem yasağı getirilmiş olan Ali Akman tarafından emir verilmesinin önlenemediği tespit edilmiştir gerekçesine istinaden "piyasa işleyişini ve güvenini doğrudan olumsuz yönde etkileyen manipülatif işlemlerin işleyişini ve güvenini doğrudan olumsuz yönde etkileyen manipülatif işlemlerin gerçekleştirildiği hususu da dikkate alınarak" bu durum ağırlaştırıcı bir unsur kabul edilerek Sermaye Piyasası Kurulu"nun 47/A maddesi uyarınca en üst sınır olan 59.182.-YTL tutarında idari para cezası verildiğinin ve Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından muterize 30.12.2008 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 2008/13 Esas, 2008/355 Karar sayılı ilamı ile; Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından düzenlenen idari para cezası bildirim tutanağının iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından, itiraz dilekçesi ve itiraza konu işleme ilişkin tüm belgelerin incelendiği, itiraz eden tarafından Mahkemelerine dava açılmış ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 22.12.2008 tarih ve 2008/13 Esas, 2008/355 Karar sayılı kararında belirttiği üzere, Sermaye Piyasası Kurulu"nca verilen idari para cezasının bildirimi, ödeme zamanı, yöntemi ve kesinleşmesinden sonra ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanun"a göre işlem yapılacağına ilişkin Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından düzenlenen idari para cezası bildirim tutanağının iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu yönden sulh ceza mahkemesinin görevli olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ; 19.3.2010 gün ve E:2010/314, K:2010/346 sayı ile, davanın; Seri V, No:46 sayılı Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"in 11"inci maddesine aykırı davranıldığından bahisle 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nun 47/A maddesi uyarınca davacı şirkete 59.182 TL idari para cezası verilmesine dair Sermaye Piyasası Kurulu"nun 28/11/2008 gün ve 31/1214 sayılı kararının iptali ile ihtirazi kayıtla ödenen para cezası tutarının yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun muhtelif maddelerinden söz ederek 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nun "İdari para cezaları" başlıklı 47/A maddesinde, "Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket ettiği tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişiler hakkında gerekçesi belirtilmek suretiyle Kurul tarafından 2 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası verilir" düzenlemesinin bulunduğu, fakat bu idari yaptırım kararına karşı yapılacak yargısal başvuru konusunda görevli yargı merciinin idare mahkemeleri ya da idari yargı yerleri olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı, Sermaye Piyasası Kurulu"nun bu düzenlemeye istinaden tesis edeceği idari para cezalarına dair kararlarına karşı idari yargı yerlerinin görevli olduğu yönünde başka kanunlarda da herhangi bir düzenleme yapılmadığı, 5326 sayılı Kanun ile 2499 sayılı Kanun"un bu hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; 2499 sayılı Kanun"un 47/A maddesinin, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü fiilin kabahat deyimine girdiği, bu kabahat fiili karşılığında öngörülen idari para cezalarının idari yaptırımın türlerinden biri olduğu, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 2499 sayılı Kanun"a göre verilen idari yaptırım kararlarına karşı açıkça idari yargı yerlerine başvurulabileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığından, 5326 sayılı Kanun"un 27/(1) hükmü gereğince bu konuda görevli yargı yerinin sulh ceza mahkemesi olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, Sıddık YILDIZ, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Sedat ÇELENLİOĞLU"nun katılımlarıyla yapılan 1.11.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu"nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, "ceza uyuşmazlıkları" ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının "hukuk uyuşmazlığı" sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar "ceza davası" olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…

…" açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği, Başkanlıkça, adli yargı dosyasının da ilgili Mahkemesinden getirtildiği, başkaca usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ"un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA"nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nun 47/A maddesi uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nun "İdari Para Cezaları" başlıklı 47/A maddesinde(Ek:15/12/1999 - 4487/26 md.; Değişik: 23/1/2008-5728/373 md.), "Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket ettiği tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişilere, gerekçesi belirtilmek suretiyle Kurul tarafından onbeşbin Türk Lirasından yüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Kanunun 40/C maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Yönetim Kurulunca beşbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Kanunun 40/D maddesinin beşinci fıkrasındaki yükümlülüğe uymayan üyelere, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulunca bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Birlik, verdiği cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil ve gelir kaydı için Yatırımcıları Koruma Fonuna bildirir.

İdarî para cezalarının verilmesini gerektiren fiillerin tekrarı halinde, verilen para cezası iki katı, ikinci ve müteakip tekrarlarda üç katı artırılarak uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar tekrarda esas alınmaz" hükmü yer almıştır.

2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nda, idarî para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa"nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, "(1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır"; Kanunun "Başvuru yolu" başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu"nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun"un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu"nda da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu"nun 5560 sayılı Kanun"la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezalarına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30.10.2009 gün ve Müt.:2009/19, Müt. K:2009/19 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.11.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi