19. Hukuk Dairesi 2015/2735 E. , 2016/1100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temlik alan davacı ve temlik eden davacı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili , davalının maliki olduğu taşınmazın bir kısım hissesini 10.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 130.000 USD+KDV bedel karşılığı satmayı vaat ettiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca toplam tutarı 130.000 USD olan 12 adet senedi davalıya teslim ettiğini, sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlendiği için geçersiz olup her iki tarafın da aldığını iade ile yükümlü bulunduğunu, müvekkilinin 31.03.2005, 30.06.2005, 30.09.2005 ve 30.12.2005 vade tarihli senetler karşılığı toplam 40.000 USD’yi davalıya ödeyerek senetleri geri aldığını, yine 31.03.2006, 20.06.2006, 30.09.2006, 30.12.2006 ve 31.03.2007 vade tarihli senetlerin ise 2 adette toplam 70.000 TL’lik çek verilerek ödendiğini, ancak davalının bu beş senedi çeşitli bahanelerle müvekkilini oyalayarak iade etmediği gibi ... İcra Müdürlüğünün 2007/10380 sayılı dosyasında takibe koyduğunu, diğer 3 senedin (30.06.2007, 30.09. 2007 ve 30.12.2007 vadeli toplam 37.500 USD ) ise halen davalı uhdesinde bulunduğunu, sözleşmede borcun tamamının ödenmesini takip eden 15 gün içinde tapuda ferağın verileceğinin öngörüldüğünü, ancak tapuda resmi olarak satışın gerçekleşmediğini belirterek ödenen 9 adet bono bedeli olan 92.500 USD ‘nin senetlerin vade tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle tahsiline, takibe konu edilen 5 adet senet ve takibe konu edilmeyen 3 adet senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırdığını, buna göre talep edilen 92.500 USD’ye ilişkin alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından müvekkili şirkete hiçbir surette ödeme yapılmadığını, senetlerin davacının yetkilisi olduğu şirketlerin borcu nedeniyle müvekkiline verildiğini, ilgili şirketlerin borçlarını ödemediklerini, defalarca protokol düzenlediklerini, ancak davacının protokollere uymadığını, davacının davranışının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen 3 adet senedin de takibe konulduğunu, menfi tespit ve alacak davalarının tefrik edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının alacağının sözleşmeye dayalı olup BK’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalı vekilinin zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, davaya konu taşınmazın tapuya kayıtlı olup gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için 6098 sayılı BK’nun 213 ve Noterlik Kanunu’nun 89.maddeleri uyarınca noterde düzenlenmesi gerektiği, sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlenmesi nedeniyle geçersiz olduğu, henüz tapuda ferağın da yapılmadığı, bu itibarla herkesin aldığını vermesi gerektiği, davacının 4 adet senet bedelini ödediği ve senetleri aldığı, davacı yanca 5 adet senedin çeklerle ödendiğini ileri sürmüş ise de davalının çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıya iade edildiğini savunduğu, bankanın gönderdiği cevabi yazıdan çeklerin karşılıksız çıktığının anlaşıldığı bonoların davalıda bulunup sadece çeklerin davacıya iade edildiği, bu itibarla 5 adet senet bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı, dolayısıyla bu 5 senetle ilgili istirdat talebinin yerinde olmadığı, davacının istirdat talebi reddedilmiş ise de menfi tespit istemi kabul edilmekle ortada devam edilecek bir takip kalmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, toplam 12 adet bono karşılığı 130.000 USD için ve bonolara dayalı başlatılan takipler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 40.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faiziyle davalıdan tahsiline, davacının kötüniyet tazminatıyla bakiye isteklerinin reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekilleri tarafından yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.