
Esas No: 2010/13349
Karar No: 2012/2787
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/13349 Esas 2012/2787 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Davacı Bağ-Kur, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin aylıkların rücuan tahsilini istemiştir.
Mahkeme, istek gibi davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 02.06.1993 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca bağlanan 31.12.2007 onay tarihli ilk peşin aylıkların %50’sinin 5510 sayılı Kanunun 39. maddesi hükmüne göre araç maliki ve mirasçı olan davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin ise de esasen davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi olup; mahkemece, kusur raporu alınmaksızın yazılı gerekçelerle talep gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu yönde; 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları; öncelikle üçüncü kişinin suç sayılan hareketi ile yasada belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı ya da hak sahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır. Diğer taraftan, davalı araç malikinin sorumluluğuna dayanak kılınan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan "...araç maliklerine..." ibaresi; Anayasa Mahkemesinin 27.03.2000 tarih ve... sayılı kararıyla iptal edilmiş ve iptal kararı 13.11.2002 gün ve 24935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda; araç malikinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak anılan yasanın öngördüğü "diğer sorumlular" kavramı kapsamında 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çerçevesinde işleten sıfatına haiz bulunması; bir başka anlatımla trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hâkimiyeti ile aracın tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkündür.
Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayının, davalı ...’e ait traktörün, oğlu ... ve ...’ın arkadaşı sigortalı Hidayet tarafından kullanılırken, traktörün devrilip her ikisinin de ölmesi biçiminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kazaya konu aracın tescil durumu ile davalı ...’in işleten sıfatının bulunup bulunmadığı, yine söz konusu aracın kaza anında kim tarafından kullanıldığı ve sürücü belgesinin olup olmadığı hususları yöntemince araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, varsa ceza dosyası da gözetilerek, trafik konusunda uzman bilirkişi heyetinden tarafların kusur oran ve aidiyetlerine ilişkin kusur raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması, usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
O halde; davacı Kurum avukatı ile davalı ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 21.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.