Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/179
Karar No: 2022/787
Karar Tarihi: 02.03.2022

Danıştay 13. Daire 2022/179 Esas 2022/787 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/179 E.  ,  2022/787 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/179
    Karar No:2022/787

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    2- (DAVALI) …Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    3- MÜDAHİL (DAVALILAR YANINDA) ….
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ….
    VEKİLİ : Av….


    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından kiralanmak istenilen, Zonguldak ili, .. ilçesi, … Mahallesi'nde devlet ormanı üzerinde toplam 771,05 m² alanda bulunan bina ve tesislerin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usûlüyle eski kullanıcısına 20 yıl süreyle kiraya verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Bakanı Olur'unun iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; … Bakanlığı'nın … tarıh ve … sayılı Olur'u ile, Zonguldak ili, Kozlu ilçesi, … Mahallesi'nde 5.565,20 m2 devlet ormanı üzerinde bulunan 26.4 m2 alanlı danışma binası, 1 m2 alanlı danışma binası, 466,55 m2 alanlı patlayıcı madde depo binası ile 277,1 m2 alanlı 2 katlı binadan oluşan toplam 771.05 m2 alanlı bina ve tesislerin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51/g maddesi gereği pazarlık usûlüyle ihale edilerek eski kullanıcısı (izin sahibi) … Patlayıcı Madde Metal Depolama Mühendislik Nakliye Taahhüt San. Tic. Ltd.Şti'ne 20 (yirmi) yıl süreyle kiraya verilmesinin uygun görülmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
    Bina ve tesislerin, eski kullanıcısı (izin sahibi) olması sebebiyle 2886 sayılı Kanun'un 51/g ve Orman Genel Müdürlüğü Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 61/5-f maddeleri uyarınca ADÇ Patlayıcı Madde Metal Depolama Mühendislik Nakliye Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti'ne pazarlık usulüyle kiralanmasına karar verildiği, ancak adı geçen şirketin söz konusu taşınmazları daha önceki kullanımının bir kira sözleşmesine değil, 6831 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca madencilik faaliyeti kapsamında verilen izne dayandığı, 2012 yılında verilen söz konusu iznin ise ilgilinin patlayıcı madde depolama ve ticareti yapmak amacıyla yaptığı yatırımı değerlendiremediğinden bahisle iptalini talep etmesi üzerine … tarih ve … sayılı izin iptal oluru ile iptal edildiği, 13/11/2017 tarihinden dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar taşınmazın kullanımına ilişkin olarak 6831 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddeleri uyarınca verilmiş herhangi bir izninin bulunmadığı, eski kullanımının da kira ilişkisine dayanmadığı, dava konusu işlemin tesis edildiği 2021 yılına kadar söz konusu sahanın kullanımına ilişkin herhangi bir izin bulunmadığı, ihalelerde kapalı teklif usulünün esas olduğu ve pazarlık usulünün uygulanabilmesi için uyuşmazlık konusu alanın kullanışının özelliği, idareye yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık teklif yöntemleriyle ihalesinin uygun görülmediğine ilişkin dava dosyasında herhangi bir tespite yer verilmediği, 2886 sayılı Kanun'a göre açık veya kapalı teklif usûlü ile ihalenin gerçekleşmesi hâlinde daha çok isteklinin ihaleye katılabileceği ve muhammen bedelin daha fazla üstünde teklifle ihalenin sonuçlanabileceği, böylece davalı idareye daha fazla yarar sağlanabileceği açık olduğundan, davalı idarece pazarlık usûlünün tercih edilmesine ilişkin olarak herhangi bir haklı sebep veya gerekçenin gösterilmediği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü tarafından, Orman Genel Müdürlüğü Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 61. maddesinin 5. fıkrasında, ''Genel Müdürlük taşınmazlarının kiraya verilmesi işlemlerinde kullanışlarının özelliği veya İdareye yararlı olması hususlarının bulunup bulunmadığı Genel Müdürlükçe belirlenir. Ancak, aşağıda belirtilen (a,b,c,ç,d,e,f,g alt maddelerinde belirtilen) durumlarda bu özelliklerin varlığı kabul edilir ve Kanunun 51. maddesinin (g) bendine göre pazarlıkla kiraya verilebilir." kuralının bulunduğu, taşınmazların sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiren eski kiracı olan müdahile Yönetmeliğin 61. maddesinin 5. fıkrasının (f) bendi gereği pazarlık usûlü ile ihale edildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
    Davalı idareler yanında müdahil tarafından, davanın süresinde açılmadığına ilişkin itirazları karara bağlanmadan karar verildiği, davanın süresinde açılmadığı, … Bölge Müdürlüğü ve Orman İşletme Müdürlüğü'nün pazarlık usûlü ile ihale yapmaya yetkili olduğu, kiralanan taşınmazdan ilk kullanımdan itibaren hiç çıkmadığı, kira ilişkisinin devam ettiği, tüm yasal yükümlülüklerin yerine getirildiği, taşınmazda senelerdir yatırım yapıldığı, tekrar ihaleye çıkılmasında kamu yararının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, ilgili firmanın "sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiren eski kiracı olmadığı", 13/11/2017 tarihinden dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar taşınmazın kullanımına ilişkin olarak 6831 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddeleri uyarınca verilmiş herhangi bir izninin bulunmadığı, eski kullanımının da kira ilişkisine dayanmadığı, sabit kıymetlere alınmayan binaların idarece bir başkasına kiralamasının yapılamayacağı, davanın süresinde açıldığı, kiralama için başvuru gerçek kişi adına yapılmış olsa da ihalenin tüzel kişi şirkete yapıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    MADDİ OLAY :
    Patlayıcı maddeler, mermi satışı ve av bayiliği yapan davacı şirket tarafından 28/07/2020 tarihinde CİMER üzerinden yapılan başvuruda, Zonguldak ili, Kozlu ilçesi, … Mahallesinde 5.565,20 m2 devlet ormanı üzerinde bulunan 26,4 m2 alanlı danışma binası, 1 m2 alanlı danışma binası, 466,55 m2 alanlı patlayıcı madde depo binası ile 277,1 m2 alanlı 2 katlı binadan oluşan toplam 771,05 m2 alanlı bina, tesisleri ve çevresini kendilerinin de kiralamak istedikleri, usûlsüz işlemlerin iptal edilerek herkesin katılımına açık, rekabet şartlarının sağlandığı bir ihalenin yapılmasının talep edilmesi üzerine, 09/09/2020 tarihinde gelen cevapta söz konusu binalar hakkında yapılmış bir ihalenin bulunmadığı, konunun Bakanlıkça değerlendirilme aşamasında olduğu belirtilmiştir.
    Ancak sonrasında, … Bakanı'nın … tarih ve … sayılı Olur'u ile, bahse konu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanunu ile 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 51. maddesinin (g) bendi uyarınca pazarlık usûlü ile ihale edilerek 20 yıl süre ile eski kullanıcısı … Patlayıcı Madde Metal Depolama Mühendislik Nakliye Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti (…)'ne kiralanmasına ve ihale ile ilgili her türlü iş ve işlemleri yürütmek üzere … Müdürlüğü'ne yetki devri yapılmasına karar verilmesi üzerine … tarih ve … sayılı Bakan Olur'unun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdarî davalarda genel yetki" başlıklı 32. maddesinin birinci fıkrasında, "Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, bu Kanun'da veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idarî işlemi veya idarî sözleşmeyi yapan idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir."; 34. maddesinin birinci fıkrasında ise, "İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idarî davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir." kuralına yer verilmiştir.
    Anılan Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre idarî yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev ve yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    1- İdari davalarda genel yetki, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin yukarıda yer verilen birinci fıkrasına göre, iptal davalarında yetki konusundaki genel kural, dava konusu idari işlemi tesis eden idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinin yetkili olmasıdır.
    2577 sayılı Kanun'un 33. ile 37. maddeleri arasında ise, kamu görevlileri ile ilgili davalarda, taşınmaz ve taşınır mallara ilişkin davalarda, tam yargı davalarında ve vergi uyuşmazlıklarında geçerli olan özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
    2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinde, taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan iptal ve tam yargı davaları ile konusu taşınmaz mal olan idarî sözleşme uyuşmazlıklarından ve ayrıca kamu mallarına ilişkin idari davalardan söz edilmiştir. Maddenin öngördüğü özel yetki kuralı kesin nitelikte olduğundan; anılan davaların mutlaka ilgili taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde görülmesi gerekmekte, 32. maddenin birinci fıkrasındaki genel yetki kuralının bu alanda geçerliliği bulunmamaktadır (Kâzım YENİCE/Yüksel ESİN, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, Ankara, s.656).
    Aslında, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen idarî dava türlerinden hiçbirinin konusu taşınmaz mallar değildir. Dolayısıyla, 34. maddede yer alan "taşınmaz mallara ilişkin davalar" ifadesinden anlaşılması gereken, taşınmaz malları konu edinen idarî davalar değil; "idarî uyuşmazlığın kaynağı olan taşınmaz mallarla ilgili bir isteği karşılayan" ya da "taşınmaz mallar üzerindeki bir hakkı ihlâl eden" idarî işlemleri konu edinen idarî davalardır (…, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2022, Ankara, s.1301).
    Bu durumda, iptal davalarında, yetkili mahkemenin tespitinde 32. maddede belirlenen ilkenin uygulanmasının esas olduğu; bu genel kuraldan ayrılmanın ancak özel bir yetki kuralının varlığı hâlinde mümkün olduğu, 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının ise taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasını veya taşınmaza bağlı hakları konu alan işlemlere karşı açılan davalara yönelik olduğu görülmektedir.
    Zonguldak ili, Kozlu ilçesi, … Mahallesinde bulunan taşınmazların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile kiralanmasına ve ihale ile ilgili her türlü iş ve işlemlerin yürütmek üzere Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü'ne yetki devri yapılmasına ilişkin Tarım ve Orman Bakanı'nın … tarih ve … sayılı Olur'undan kaynaklanan uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinin birinci fıkrası kapsamında imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına veya taşınmaza bağlı hak kapsamında bulunan bir işleme yönelik olmadığı, taşınmaz hukukuna ilişkin herhangi bir kuralla ilgili olmaksızın, taşınmazın kiraya verilmesine yönelik Bakan Olur'u olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki genel yetki kuralı uyarınca, dava konusu işlemi tesis eden idarî merci olan Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bulunduğu yerdeki Ankara İdare Mahkemesi yetkili olduğundan, yetkisiz yargı yerince uyuşmazlığın esası incelenerek verilen kararda usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.
    2- Dava konusu işlemin 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi ile getirilen "ivedi yargılama usûlüne" tâbi olması nedeniyle, bu usule ilişkin hükümlerin İdare Mahkemesi kararının yetki yönünden bozulmasına etkisinin ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
    2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasında, ilk derece ve temyiz aşamasında uygulanması gereken ivedi yargılama usulü düzenlenmiş olup; anılan fıkranın (i) bendinde, "Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir." kuralı yer almaktadır.
    Aktarılan düzenlemeden, ivedi yargılama usûlünde, verilen karar kesin olmak üzere, temyiz incelemesini yapan Danıştay'a inceleme ve tahkikat görevinin verildiği; sadece mahkeme tarafından ilk inceleme üzerine verilen kararlar yönünden kararın temyizen bozularak dosyanın geri gönderilme hakkının tanındığı görülmektedir. Bununla birlikte, bu kuralın "görevli ve yetkili" bir mahkeme tarafından verilen kararlar için geçerli olduğu açıktır. Nitekim, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinde, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay'ın görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kurala bağlanmış olup, ivedi yargılama usulüne ilişkin düzenlemelerin bu kuraldan ayrı olarak değerlendirilmesine imkân bulunmamaktadır.
    Bu çerçevede, ivedi yargılama usulüne göre ilk derecede verilen kararın temyiz incelemesi sırasında, ilk incelemede tespit edilmesi gereken usule aykırılıkların belirlenmesi hâlinde de kararın bozularak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Aksi bir düşüncenin kabulü; 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesindeki, yetkinin kamu düzeninden olduğu kuralına ve yine aynı Kanun'un 14. maddesinin altıncı fıkrasındaki, ilk inceleme üzerine 15. madde uyarınca verilebilecek kararların, ilk incelemeden sonra tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında verilebileceği kuralına aykırılık oluşturur.
    Bu itibarla, "yetkisiz" mahkeme tarafından verilen esasa yönelik kararın bozularak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idareler ile müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne;
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA oybirliğiyle,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine oyçokluğuyla,
    4. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/03/2022 tarihinde karar verildi.

    (X) KARŞI OY :

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile eklenen 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendinde, "Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukukî noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir."; 07/04/2015 tarih ve 29319 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6637 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle eklenen ifadedeki şekliyle Geçici 8. maddesinde ise, "İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idarî yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3'üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
    2577 sayılı Kanun'un 14. maddesinde, ilk inceleme hususları; görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, Kanun'un 3. ve 5. maddesinde belirtilen hususların bulunup bulunmadığı şeklinde sayılmış; 15. maddesinde ise ilk inceleme üzerine verilecek kararlar belirtilmiştir.
    Bu Kanun hükümlerine göre, ivedi yargılama usûlüne tâbi konularda 07/04/2015 tarihinden itibaren kanun yolu aşamasında da ivedi yargılama usûlünün uygulanacağı, Danıştay'ın ivedi yargılama usûlüne tâbi uyuşmazlıklarda işin esası hakkında bir karar vererek uyuşmazlıkları kesin olarak sonuçlandıracağı; ancak ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularında, İdare Mahkemesi kararını bozması durumunda, uyuşmazlığın esasını incelemeksizin dosyayı ilgili İdare Mahkemesi'ne göndereceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ilk inceleme hususlarında sorun görülmeksizin, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi hâlinde, Danıştay tarafından yetkisiz yargı yeri tarafından verilen karar bozulmakla birlikte, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği, zira 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca ilk inceleme üzerine yalnızca 15. maddede sayılan kararlardan birinin alınması durumunda dosyanın geri gönderileceği görülmektedir.
    Anılan Kanun'un 20/A maddesinde, kararın bozularak ilgili İdare Mahkemesi'ne gönderilmesi, Danıştay tarafından işin esası hakkında karar verilebilmesi hususunun tek istisnası olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla söz konusu düzenlemenin dar yoruma tâbi tutulması gerekmektedir. Bu nedenle, yetkisiz bir yargı yerinin kendisini yetkili görerek ve uyuşmazlığın esası hakkında verdiği kararların, aktarılan düzenleme kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir. Diğer taraftan, ivedi yargılama usûlünü ihdas eden maddede bentler hâlinde belirtilen uyuşmazlıkların ivedi yargılamaya tâbi olduğu ve bu tür uyuşmazlıklarda farklı bir yargılama usûlünün kabul edildiği (dava açma ve temyiz sürelerinin kısaltıldığı, dosyanın tekemmül sürecinin hızlandırıldığı) dikkate alındığında, yetkisiz İdare Mahkemesi kararının yetki yönünden bozulmasıyla birlikte işin esası hakkında Danıştay tarafından bir karar verilerek uyuşmazlığın sonlandırılması ivedi yargılamadan beklenen amaca da uygun düşmektedir.
    İvedi yargılama usulünde Danıştay'ın görev ve yetkisi, bölge idare mahkemelerinin idare mahkemesi kararlarını istinafen incelemesine ilişkin görev ve yetkisine benzemektedir. Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İvedi yargılama usûlü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendinde, "... Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir..." kuralı bulunmaktadır.
    Aynı Kanun'un "İstinaf" başlıklı 45. maddesinin 5. bendinde ise, "Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir." kuralına yer verilmiştir.
    Kanun koyucu tarafından, istinaf kanun yolunda yetkisiz mahkemenin esas hakkında bir karar vermesi durumunda ne yapılacağı açık olarak düzenlenmişken, temyize tâbi ivedi yargılama usûlünde bunun düzenlenmemiş olması, kanun koyucunun bu konu hakkında "bilinçli olarak sükût ettiğini" ve yetkili olmayan mahkeme tarafından ivedi yargılama usûlüne tâbi bir konuda uyuşmazlığın esası incelenerek verilen kararlarda adil yargılama ilkesinin bir unsuru olan iki dereceli yargılama gerçekleşeceği için Danıştayca verilecek nihaî kararla uyuşmazlığın bir an önce kesin hükme bağlanmasının hedeflendiğini göstermektedir.
    Öte yandan "İvedi yargılama usûlü" başlıklı 20/A maddesinde temyiz aşamasında uygulanacak kurallar, yapılacak işlemler ve verilecek kararlar ayrıntılı olarak düzenlendiğinden "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddeye göre özel hüküm niteliğinde olan 20/A maddesinin öncelikle uygulanması gerektiğinden, verilecek karar türü ile ilgili genel hüküm niteliğindeki 49. maddenin somut uyuşmazlıkta uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.
    Bakılan davada, ... İdare Mahkemesi'nce davanın esası incelenmek suretiyle karar verildiği, bu kararın davalılar ve müdahil tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
    Temyize konu kararın, davanın esası incelenmek suretiyle verilmiş olması karşısında, yetkili idare mahkemesince karara bağlanmak üzere Mahkeme kararının bozularak dosyanın mahkemeye gönderilmesinin aktarılan Kanun hükümleri karşısında yerinde olmadığı ve ivedi yargılama usûlünden beklenen amacı da gerçekleştirmeyeceği anlaşıldığından, Dairemiz tarafından, yetkili mahkemenin aslında Ankara İdare Mahkemesi olduğu belirtildikten sonra, davanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle, aksi yönde oluşan kararının göndermeye ilişkin kısmına katılmıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi