3. Ceza Dairesi 2019/16530 E. , 2020/574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1)Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle Anayasa"nın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34. ve 223., 230. maddelerine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
2)Mahkemece sanığa, "Denetim süresinde yeni bir suç işlediğinin iddia edilmesi sebebiyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde yokluğunda cezaya hükmolunabileceği" uyarısını içeren meşruhatlı davetiye tebliği yerine, zorla getirileceği uyarısını muhtevi davetiyenin tebliğ edilmesi neticesinde, sanığın yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarih ve 2016/6-986 Esas - 2018/554 sayılı kararında da belirtildiği üzere, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeden hüküm kurulması,
4)İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ilk haksız hareketi oluşturan fiilin kimin tarafından yapıldığının belirlenemeyip, olayın taraflar arasında karşılıklı kavga şeklinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas - 367 Karar sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, karşılıklı kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunun tespit edilememesi nedeniyle, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda (1/4) uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5)Suça sürüklenen çocuğun fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmadığı ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre daha önceden hapis cezasına mahkum edilmemiş olduğu anlaşılmakla, hükmolunun kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nin 50/3. maddesindeki zorunluluk gereğince TCK"nin 50/2. maddesi de gözetilerek, TCK"nin 50/1. maddesinde düzenlenen adli para cezası dışındaki diğer seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.