17. Hukuk Dairesi 2018/1650 E. , 2019/4027 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından sigortalanan işyerinin, 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihlerinde Van ilinde gerçekleşen depremler nedeniyle hasar gördüğünü, ikinci depremde işyerinin ciddi hasara uğradığını, yıkım kararı aındığı ve neticede yıkıldığı, işyerinde oluşan dekorasyon ve emtea hasarından davalının sorumlu olduğunu, davalının 2. deprem sonrasında işyerinin orta hasarlı olduğu yıkım gerektirecek bir durumunun olmadığı ndan bahisle talebin reddedildiğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 36.985,60 TL maddi tazminatın 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyen en yüksek ticari faiz miktarıyla ve müvekkilden habersiz yenilenen 30/09/2012 - 30/09/2013 tarihli poliçe bedeli olarak 1.192,02 TL"nin poliçe prim bedelinin yenileme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz miktarıyla birlikte davalı ... şirketin tahsili ile müvekkili şirkete verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 16/09/2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 294.442,02 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, 23/10/2011 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle hasar dosyası açılıp, ekspertiz incelemesi neticesine göre 11.083,00 TL hasar ödemesinin ibraname karşılığında yapılıp dosyanın kapatıldığını, 09/11/2012 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle yeniden hasar dosya
açıldığını, dosyada bulunan uzman bilirkişi raporlarına göre binanın güçlendirilmeye değer olduğunu, eksper tayin edip tespit yapıldığını ve hasar bedelinin kabul anlamına gelmemek kaydı ile 36.985,60 TL olduğunu, bu ücreti ödemek istemelerine rağmen davacı tarafından banka hesap numarasının verilmediğini, müvekkilinin haksız yere temerrüde düşürüldüğünü, dava konusu iş yerinin deprem sebebi ile değil, güçlendirmeye değer bulunmadığı için yıkıldığını, bina betonunun yeterli kalitede olmaması sebebi ile yıkım kararı alındığını, betonun yeterli kalitede olmamasınınteminat kapsamında olmadığını, bütün bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesinin tebliği üzerine süresinde davaya ilişkin cevaplarını tekrarla zamanaşımı def"ini ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremde hasar meydana geldiği, 23/10/2011 tarihli depremde meydana gelen hasar ile ilgili davalı ... şirketi tarafından 11.083,00 TL hasar ödemesi yapılmış olduğu, bilirkişilerce meydana gelen hasar nedeniyle ödemesi gereken bedelin eskime payı düşüldüğünde 293.250,00 TL olarak hesaplandığı, davalı ... şirketi tarafından binanın yıkılmasının deprem nedeniyle değilde güçledirmeye değer bulunmamasından kaynaklandığı iddia edilmişse de, meydana gelen depremlerin binanın yıkılmasıyla ilgili direkt illiyet bağı bulunduğu, her halükarda binanın meydana gelen depremde zarar görmesi nedeniyle yıkılmış olduğu, söz konusu binanın ruhsatlı bir bina olup, poliçe öncesi ayıplı olduğuna dair herhangi bir belgenin de ibraz edilmediği, yine sigortacı tarafından poliçe düzenlenmeden evvel söz konusu taşınmaz ile ilgili yaptırılan herhangi bir risk analizinin de bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği, bu haliyle davalı ... şirketinden 293.250,00 TL hasar bedelinden daha önce ödenen 11.083,00 TL"nin mahsubu ile 282.167,00 TL"nin davacı tarafından talep edilebileceği anlaşılmışsa da davacının dava dilekçesinde 36.985,60 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, 25/09/2014 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 294.442,02 TL olarak artırdığı, davacı tarafın ikinci hasara ilişkin ekspertiz talep tarihinin 31/01/2012 tarihi olup, TTK 1427/2 maddesi gereğince alacağın 19/03/2012 tarihinde muaccel hale geldiği, bu haliyle ıslah tarihi itibariyle TTK 1420/1 maddesinde belirtilen iki yıllık zamanaşımı süresinin 19/03/2014 tarihi itibariyle dolduğu ve davalı tarafça
süresinde zamanaşımı def"inin ileri sürüldüğü sonuç ve kanaatine varılmakla hasara ilişkin 36.985,60 TL maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, aşan kısım yönünden davacı tarafın talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine, ayrıca yenilenen poliçenin olmayan bir taşınmaz ile ilgili düzenlenmesi nedeniyle yapılmasında davacının herhangi bir menfaatinin olmaması nedeniyle 1.192,02 TL pirim bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin ıslah talebi yönünden temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2-Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, sigortalı işyerinin bulunduğu yerde gerçekleşen 23.10.2011 ve 09.11.2011"de meydana gelen depremler sonucu oluşan işyeri ve emtia hasarından, poliçe gereği davalının sorumlu olduğu iddiasıyla talepte bulunmuş; davalı taraf, 23.10.2011 tarihli deprem sonrasında oluşan hasar bedelinin ödendiğini, davacının ibraname verdiğini, 2. deprem sonrasında oluşan hasarın deprem sebebi ile değil, dava konusu işyerininin güçlendirmeye değer bulunmaması sebebi ile yıkıldığı gerekçesi ile davanın reddini talep etmiştir.
Dosya içerisinde yer alan dava konusu 23.10.2011 tarihli deprem sonrası davalı tarafından yaptırılan eksprertiz raporunda; dava konusu işyerinde meydana gelen hasarın binanın nerelerinde olduğu tespiti yapılarak, poliçe gereği yapılması gereken tenzilatlar yapıldıktan sonra 11.082,60 TL olarak belirlendiği ve bu hasar bedelinin davacıya ödendiği anlaşılmıştır.
09.11.2011 tarihli deprem sonrasında davalı tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda da hasar tarihinin 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihli deprem tarihlerinin alındığı, 23.10.2011 tarihinde meydana gelen deprem sonucu oluşan hasar kalemleri ayrıştırılmaksızın hasar bedelinin 36.985,60 TL olarak belirlendiği, davacı tarafından da ekspertiz raporu ile belirlenen hasar bedelin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile mahkemeden talep edildiği, mahkemece de ıslah talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davanın
kısmen kabulü ile 36.985,60 TL"nin faizi ile ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece, her ne kadar 09.11.2011 tarihli depremden sonra dava konusu iş yeri yıkılmışsa da, 23.10.2011 tarihli deprem sonrasında ödenen hasar bedelinin olduğu ve davacının da ibraname vererek söz konusu hasar bedelinin kabul ettiği hususu gözönünde bulundurularak uzman bilirkişi heyetinden eldeki raporlara göre hasar yerleri olmaları ihtimalleri düşünülerek gerektiğinde 23.10.2011"de ve 09.11.2011 tarihli depremlerde sigortalı işyerinin nerelerinin hasarlandığı iki farklı depremde hasarlanan yerler karşılaştırılarak, farklı hasar olması hali ve ayrı ödenen hasar bedeli de düşülerek denetime açık rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şeklinde göre davalı vekilinin sair temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bette açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklnanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 03.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.