17. Ceza Dairesi 2019/1696 E. , 2019/11894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
Kolluk tarafından düzenlenen 27/07/2012 tarih 23.45 saatli Görgü ve Tespit Tutanağı ile aynı tarih 01.00 saatli Olay Yeri İnceleme Tutanağı içeriğine göre, mutfak penceresinde zorlama izinin olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında zamanaşımı süresi içerisinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1.maddesine konu mala zarar verme suçundan dolayı kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararı kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca suçun işlendiği zaman dilimi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca sanığın gözaltında kaldığı tarihin ve sürenin gerekçeli karar başlığında yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklikler olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
UYAP"ta yer alan bilgilere göre ... İli ...İlçesi"nde 27/07/2012 günü yaz saati uygulaması da gözetildiğinde güneşin saat 05.43"te doğduğu, 20.13"te battığı, gece vaktinin 21.13"te başladığı, suçların saat 20.00 - 23.30 arasında belirsiz bir saatte işlendiği, sanığın eylemlerini gerçekleştirme zamanının kesin olarak tespit edilememesi karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/03/2015 tarih 2014/10-613 Esas 2015/35 Karar sayılı kararında yer alan "Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir." şeklindeki ifadelerde de belirtildiği üzere şüphe sanık lehine yorumlanarak suçların gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeksizin tahmine dayalı ve hukuki olmayan gerekçe ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 143. ve 116/4. maddelerinin uygulanması sonucu sanık hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.