Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1045
Karar No: 2019/4035
Karar Tarihi: 03.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/1045 Esas 2019/4035 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/1045 E.  ,  2019/4035 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar .... Sigorta A.Ş., ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.04.2019 Çarşamba günü davalı ... vekili Av. .... geldi.Davacılar ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekili dinlendikten sonra olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacılar vekili, 20/04/2005 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve ZMSS sigorta poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın, davacılar Hüseyin ve ..."ün oğlu, ..."nin kardeşi yaya ..."e çarpması sonucu ..."ün hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere anne ve baba için 10.000,00"er TL maddi tazminatın, 2.000,00 TL cenaze ve defin giderinin ve tüm davacılar için 100.000,00"er TL manevi tazminatın davalılardan ... ve ..."den tamamının müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi tarafından 10/06/2005 tarihinde ödenen 6.564,00 TL"nin mahsubuyla birlikte sigorta poliçesinde sorumlu olduğu miktarla sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Sigorta A.Ş. vekili; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami poliçe teminatı ile
    sorumlu olduklarını, manevi tazminatın poliçe kapsamında olmadığını, davacıların başvurusu üzerine 6.564,00 TL destekten yoksunluk tazminatının 17/06/2005 tarihinde ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davalının bu kaza ile ilgisinin olmadığını, olayda araçtan kaynaklanan herhangi bir kusur olmadığı dikkate alındığında davalının da maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ve talep edilen tazminatın fahiş miktarda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davalının kullandığı aracın freninin boşalması nedeniyle kazanın meydana geldiğini ve talep edilen tazminat bedelini ödemesinin imkansız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 118,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20/04/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan ... Sigorta A.Ş."nin poliçe limitiyle sorumlu olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılardan baba ..."in maddi tazminat talebinin reddine; davacı baba ...için 60.000,00 TL, anne Nesrin için 60.000,00 TL ve kardeş .... için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/04/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan Vedat ve Erdal"dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; karar, davalı .... Sigorta A.Ş. vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ... vekilinin temyiz istemi mahkemece 17.06.2016 tarihli ek karar ile temyiz posta giderleri ve nisbi temyiz harcını yatırmadığından red edilmiş bu ek karar da süresi içinde anılan davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamından davacıların açtığı davada davalı ..."in maddi gücü olmadığından nisbi temyiz harcını yatıramadığını, adli müzaharet talebinin kabul edilmesini talep etmiştir.
    6100 sayılı HMK"nun 336/3. maddesi uyarınca kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. Belirtilen bu yasa hükmü çerçevesinde davalı ... vekilinin adli yardım talebi Dairemizce incelenmiş, yapılan inceleme sonucunda davacının adli yardım talebini haklı kılacak belgeleri sunduğu ortaya
    koyduğu anlaşıldığından bu yöndeki talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve temyiz harçları yatırılmamış olduğu anlaşıldığından mahkemenin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 17.06.2016 tarihli ek kararın kaldrılması gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet
    kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    4-6100 sayılı HMK’nin “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK’nın aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesi) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır” hükmü düzenlenmiştir.
    Davacılar vekili dava dilekçesi ile faiz talebinde bulunmamış, mahkemece buna rağmen davacılar lehine hükmedilen tazminatlar için olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir, davacılar için bu hususta talep aşılarak faize hükmedilmesi bozma nedenidir.
    5-Kabule göre, davalılar arasında yer alan davalı ... şirketinin (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları"na göre manevi tazminattan sorumlu olmadığı gibi manevi tazminata ilişkin yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlardan da sorumlu değildir.
    Mahkemece maddi-manevi tazminat taleplerinden kabul edilen miktara göre ayrı ayrı yargılama gideri, vekalet ücreti, karar ve ilam harcı belirlenerek sigorta şirketinin maddi tazminat talebi hakkında yargılama gideri, vekalet ücreti, karar ve ilam harcından poliçe limiti gözetilerek sorumluluğuna dair karar verilmesi gerekirken maddi-manevi tazminat talepleri hakkında tek bir yargılama gideri, vekalet ücreti ile karar ve ilam harcı belirlenip, bunun tamamından sigorta şirketinin de sorumlu olduğuna dair karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 17.06.2016 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (5) numaralı
    bentte açıklanan nedenlerle davalı .... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve Güven Sigorta A.Ş."ye geri verilmesine 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi