7. Hukuk Dairesi 2015/4348 E. , 2015/5920 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 31/03/2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, ...İş Mahkemesi’nce verilmiş olan 19.01.2012 tarih, 2011/777 Esas, 2012/34 Karar sayılı ilam ile müvekkilinin açmış olduğu işe iade davasını kazandığını, Yargıtay incelemesi neticesinde kesinleşen karar üzerine işverene işe başlama talebinin ... Noterliğinin 15.11.2012 tarih 16928 yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini ancak yasal olarak karar verilmesi gereken 1 aylık süreye rağmen işverenin herhangi bir cevap vermediğini, bu durum karşısında müvekkilinin bahse konu mahkeme kararı ile hüküm altına alınan 4 aylık maaşı tutarındaki tazminatının, hüküm kesinleşinceye kadar geçen 4 aylık ücretinin, kıdem ve ihbar tazminatının, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin davalı işveren şirketten tahsil edilmesi gerektiğini belirterek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kazanmış olduğu işe iade davasının kesinleşmesi üzerine işe başlama talebini işveren müvekkiline bildirdiğini ancak zamanında işe başlatılmadığını ileri sürdüğünü, davacının bu iddiasının doğru olmadığını, müvekkili şirketin vekili Av. ... tarafından 15.12.2013 tarihinde İstanbul 29. Noterliği kanalıyla davacıya ihtar çekildiğini ve işbaşı yapmasının istendiğini, davacıya bizzat tebliğ edilmesine rağmen işe başlamadığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, işe iade kararının onandığına ilişkin Yargıtay kararının 14.11.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacının 15.11.2012 tarihinde işe iade talebinde bulunduğu ve 20.11.2012 tarihinde işverene tebliğ edildiği, işverenlikçe ... Noterliğinin onayını havi 13.12.2012 tarih 16688 yevmiye nolu ihtarname ile davacının işe davet edildiğinin savunulduğu, yaptırılan grafolojik incelemede, tebliğ mazbatasında yer alan muhatap imzasının davacının elinden çıkmadığının belirtildiği ve bu nedenle davacının işe başlatmama tazminatı ile 4 aylık boşta geçen süre ücretine ve bilirkişi raporunda hesap edilen diğer alacaklara hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının açtığı işe iade davasında verilen kabul kararının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, onama ilamının davacı vekiline 14.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 15.11.2012 tarihinde noterden gönderdiği ihtarname ile işe başlama talebinde bulunduğu, ihtarnamenin davalı işverene 20.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 1 aylık yasal süre içinde 13.12.2012 tarihinde noterden gönderdiği ihtarname ile davacıyı işe davet ettiği, bu ihtarnamenin davacının işe başlama talebinde bulunduğu ihtarnamede yazılı “....” adresinde “bizzat” davacının imzasına tebliğ edildiği dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı vekili tebliğ mazbatasındaki imzanın davacıya ait olmadığını belirterek imza inkarında bulunmuş, bunun üzerine grafolojik inceleme yapılarak imzanın davacıya ait olmadığını belirten rapora itibar edilmiş ise de, dosya içindeki imza incelemesine ilişkin rapor içeriğinden sadece davacının mahkeme huzurunda alınan imza örnekleri esas alınarak inceleme yapıldığı ve “fotokopi tebliğ mazbatası üzerinde davacıya atfen atılan imza ile davacının mukayese imzaları arasında fotokopi belgelerin imkan tanıdığı ölçüde yapılan grafolojik karşılaştırma sonucunda davacının mukayese imzaları ile belgedeki imza arasında kaligrafik ilgi ve irtibat tespit edilemediği” şeklinde görüş bildirildiği, davalının usulüne uygun olmadığını belirterek rapora itiraz ettiği ancak mahkemece itirazın dikkate alınmadığı görülmektedir.
Mahkemenin hükme esas aldığı imza incelemesine ilişkin raporda tam olarak bir tespit yapılamadığı açıktır. Zira fotokopi belge üzerinden tespit yapılmaya çalışılmıştır. Ayrıca sadece davacının mahkeme huzurunda attığı imzalarla mukayese yapılmıştır. Bu nedenlerle rapor yeterli olmayıp hükme esas alınamaz. Bu itibarla, öncelikle üzerindeki imza inkar edilen tebliğ evrakının aslı getirilmeli, davacının tebliğ mazbatasındaki tarihten önce attığı samimi imzalarını içeren mukayeseye elverişli belgeler ilgili yerlerden getirtilmeli, daha sonra dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu"na gönderilerek inkar edilen imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor alınmalı, sonucuna göre dava konusu edilen alacaklarla ilgili gerekirse ek hesap rapor alınarak bir sonuca varılmalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.