10. Hukuk Dairesi 2020/11586 E. , 2021/2108 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Dava konusu somut olayda; davalı işverenler yanında 7 yıl subutan denilen bölgede tarlalarında iş sözleşmesi ile işçi olarak her sene 7-8 ay yaz sezonunda çalıştığı, çalıştığı bu sürenin 01/04/2008-20/12/2014 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığını taleplerinin bu süreler olduğunu belirterek hizmet tespiti talebinde bulunmuş, mahkemece bozma öncesi verilen karar ile davanın, davalıların iş yeri tescil kaydının bulunmadığı ve davacının davalıların tarlalarında yaz aylarında çalıştığı, SGK tarafından verilen cevabı yazı ve 5510 sayılı Yasanın ek geçici 5. maddesi uyarınca ilgili belgeler ile kuruma müraacat etmesi durumunda sigortalı olacağı, davalıların davacıyı sigortaya bildirme yükümlülüklerinin bulunmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen bu karar Dairemizin 03/10/2019 tarih ve 2017/3438 E, 2019/6981 K. sayılı ilamı ile "davacının talebi açıklattırılmalı, talebinin 2925 sayılı Kanun kapsamındamı olduğu, 5510 sayılı Yasanın 4/a kapsamında mı olduğu belirlenmeli, bu çerçevede bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir" gerekçesi ile bozulmuş, bozma sonrası mahkemece hükümde belirtilen gerekçelerle "davalıların adına kayıtlı 5510 sayılı Yasa kapsamında işyerinin olmadığı, davacının davalıların tarlalarında yaz aylarında tarım işinde hizmet akdiyle süreksiz çalıştığı, davacının 6111 sayılı Yasanın 51. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Ek 5. maddenin 1. fıkrasında belirtilen şekilde, örneği Kurumca hazırlanan ve Kurumca belirlenen ilgili muhtarlık, birlik, kuruluş, il veya ilçe tarım müdürlükleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenip onaylanmış belge ile başvuruda bulunmadığı, davacının ilgili belgeler ile kuruma müraacat etmesi durumunda sigortalı olacağı, davalıların davacıyı Kuruma bildirmek gibi bir sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirilerek" davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece kurulan hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, tarımsal faaliyete ilişkin davalı işverenlerin tarlaları tespit edilerek ürün depolama yerlerinin varlığı araştırılmalı, yine tarımsal satışlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, davalı işverenler ile ilgili olarak Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24/02/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.