11. Ceza Dairesi 2016/9688 E. , 2019/6998 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan mahkumiyet,
Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan mahkumiyet
Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan mahkumiyet,
I-Sanıklar ... ve ... haklarında, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden:
1-TCK"nin 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığından, işlenmesi hedeflenen suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, bu suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alınarak, devamlılığın belirlenmesi noktasında öncelik, hedeflenen suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının belirlenmesidir.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliği kazanmaktadır. Suç örgütü ile iştirak halinde suç işleme durumları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. İştirak ilişkisinde suç ortakları nazarında suçun, konu veya mağduru bakımından somutlaşması gerekir. Suç örgütünde ise işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağduru itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir. Suç örgütü kurmak, yönetmek ile örgüte üye olmak veya alt grup suçlar yönünden, suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve suçların en azından hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve delillerin mevcut olması yeterlidir.
Bu açıklamalar ışığında, sanıklar hakkında örgüt faaliyeti kapsamında sahte muayene işlemi gerçekleştirmek suretiyle “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma“ ve “resmi belgede sahtecilik“ suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sanıklar arasında iştirak iradesinin ötesinde hiyerarşik bir birlikteliğin olduğunu gösterir nitelik ve yeterlilikte delil bulunmadığı anlaşıldığından atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)“07.04.2009“ olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “24.02.2009“ olarak yanlış yazılması,
b)Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklik karşısında, hükümdeki "adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine" ilişkin ihtaratın bu değişiklik çerçevesinde düzenlenmesinde zorunluluk bulunması,
II-Sanıklar ... ve ... haklarında, “resmi belgede sahtecilik“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden:
1-5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinin uygulanabilmesi için “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" ya da "aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" gerektiği, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı; somut olayda, sanıklardan aynı anda ele geçirilen suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine veya kullanıldığına dair kesin delil bulunmayıp, TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle, sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, buna karşılık sanıkların güttükleri amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge sayısı dikkate alınarak temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezaların TCK"nin 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de;
a)Suç işlemek amacıyla kurulan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen resmi belgede sahtecilik suçundan hapis cezasına mahkûm olan sanıklar hakkında, bu suç bakımından kazanılmış hakka konu olmayan TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
III-Sanık ... hakkında “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma“ ve “resmi belgede sahtecilik“ suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden:
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 20.12.2013 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK"nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile sanık ... ve sanık ... müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.