1. Hukuk Dairesi 2016/13038 E. , 2019/5624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı iken intikalen mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ... kızı ... ve .... kızı ... adlarına tescil edildiğini, mirasçılar tarafından 26.10.1940 tarihinde Türk vatandaşı olan ..."ya satıldığını, ondan da yine 19.11.1940 tarihinde satış suretiyle Türk vatandaşı ...’a devredildiğini, ..."ın ölümü üzerine ise 1/3"er paylarla mirasçıları ..., ... ve ..."ya intikal ettiğini, taşınmazın ilk maliki ..."nin kesinleşen mahkeme kararları ile kaçak ve yitik kişi olduğunun saptandığını, bu kişilerin taşınmazlarının Hazine"ye devredilmesi gerektiğini, dava konusun taşınmazın da bu sebeple kamu mülkü haline dönüştüğünü, davalılar adına yapılan tescillerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, mirasbırakanları tarafından taşınmazın bedeli karşılığında iyiniyetli olarak satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; "... Öte yandan, kaçak ve yitik kişilerden kalan taşınmazların kanunları gereğince Devlete kalacağı öngörülmüş iken çekişmeli taşınmazın belirtilen sebeple Hazine adına tespit ve tescil edilmesi yerine mütegayyip kişi (kaçak ve yitik) oldukları anlaşılan ..."nin mirasçıları olan yukarıda adı geçen şahısları adına kadastro tespitinin yapılması yasal olmadığı gibi bu sebeple oluşan sicil kayıtlarınında Türk Medeni Kanununun 1025. maddesi gereğince yolsuz tescil niteliği taşıyacağı tartışmasızdır...Ancak, mahkemece yolsuz tescile dayalı oluşan sicil kaydından edinen sonraki ellerin iktisabının iyiniyete dayanıp dayanmadığı yönünde bir araştırma yapılmış değildir. Hal böyle olunca, yolsuz tescille oluşan sicilden sonradan iktisap edenlerin iyi niyetli olup olmadıklarının, yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken konumda bulunup bulunmadıklarının yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. "" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.