
Esas No: 2016/14119
Karar No: 2018/1889
Karar Tarihi: 12.03.2018
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14119 Esas 2018/1889 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/03/2016 tarih ve 2015/532-2016/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .... isimli arkadaşına davalı bankadan kullanmış olduğu kredi nedeniyle kefil olduğunu, kredi nedeniyle davalı bankanın takip başlattığını, takip dosyasında davalı bankanın borçlulardan taahhüt aldığını, aynı zamanda ipotek aldığını, asıl borçlu tarafından verilen taahhüdü ihlal nedeniyle şikayet yoluna başvurmadan ve asıl borçludan borcu tahsil etmeden müvekkilden tahsil yoluna gittiğini, herhangi bir ihtar veya ihbar yapmadan müvekkilinin aracına haciz koyarak yakalattığını, aracının otoparka çekildiğini, işlerinin aksadığını, alınan kefaletin geçersiz olduğunu, eşinin rızasının olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli haciz nedeniyle 5.000,00 TL ödeme yaparak aracını geri aldığını iddia ederek kötü niyetli haciz nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının borca kefil olduğunu, icra dosyasında usulüne uygun takip yaptığını savunarak davanın reddini istemişti.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının icra dosyasına konu kredi sözleşmesi nedeniyle kefil olduğu, sözleşme tarihi itibarıyla akdin geçerli olduğu, icra dosyasında taahhüt alınmasına rağmen borcun ödenmediği, alınan taahhüdün taraflar arasında bir sözleşme mahiyetinde olduğu, taahhüde ilişkin İİK/111. maddesindeki şartların somut olayda oluşmadığı, taahhüt sözleşmesinde taksitlerden birinin ödenmemesi halinde ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın takiplerinin kaldığı yerden devam edeceğinin belirtildiği, davalı bankanın alacağın tahsili amacıyla davacının aracına haciz koymasının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.